25 Kasım 2024
  • Bartın4°C
  • Ankara2°C
  • Bolu0°C
  • Kastamonu0°C
  • Zonguldak5°C
  • Karabük4°C

YAPILAN YATIRIMLAR SAĞLIK TURİZMİNİ GELİŞTİRDİ

KHB Genel Sekreterliği'nin kuruluşunun 4. yılı kapsamında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda yaptığı konuşmada Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Osman Açıkgöz, Bartın’ın sağlık turizminde önemli bir noktaya geldiğini belirtti.

Yapılan yatırımlar sağlık turizmini geliştirdi

17 Aralık 2016 Cumartesi 17:01

Bartın Kamu Hastaneler Birliği(KHB) Genel Sekreterliği'nin kuruluşunun 4. yılı kapsamında Northdoor Otel'de kahvaltılı basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Osman Açıkgöz, 2012 yılından bu yana yapılan çalışmaları sıraladı. 2012 yılında 46 milyon TL olan Kamu Hastaneler Birliği gelirinin 2016 yılı sonunda 76 milyon TL'ye ulaştığının belirten Açıkgöz, "2015 yılında sadece 913 bin kişinin ilimizde muayene ve tedavileri yapıldı. Nüfusumuzun 201 bin civarında olduğu düşünülürse 913 bin rakamı oldukça güçlü ve ciddi bir rakam. Tabi biz her gün büyük bir motivasyonla kapımıza gelen, bize elini uzatan tüm vatandaşlarımıza en sağlıklı, en kaliteli hizmeti vermek için gece gündüz çalışmaya devam ettik. Tüm idarecilerimiz ve ekibimizle birlikte 4 yıldır durup dinlenmeden bu işlemleri yaptık. Hiçbir zaman iki günümüz bir olmadı. Bu 4 yıl boyunca hemen hemen her gün ya yeni bir proje ya da yeni bir birimin açılması için uğraştık. Çok ciddi yatırımlarda yapıldı ilimizde. Yaklaşık bin 250 çalışanımız var ve her gün ortalama 4 bin 200 kişiye 2'inci basamak sağlık hizmeti veriyoruz" şeklinde ifade etti.

974 olan sevk sayımız bugün itibariyle 334'lere düştü

Açıkgöz, “2012 yılında sağlık tesislerimize toplam başvuru sayısı 694 bin iken bugün itibariyle 966 bin kişi Bartın Kamu Hastaneler Birliği sağlık tesislerinden faydalanmaktadır. Hasta başvuru sayısı polikliniklerde yüzde 39, acillerde ise yüzde 37 oranında artmıştır. Yıllık ortalama yüzde 2 nüfus artışı olduğunu düşünecek olursak yüzde 40'lı rakamlar kamu hastanelerine gelen hasta sayısı açısından oldukça ciddi bir rakam. Acil servise başvuru sayısı yüzde 37 artığı halde sevk sayılarımızda yüzde 66 düşüş meydana getirdik. İşte devletimizin bize gönderdiği her kuruşu bir sürü yeni hizmet alanına dönüştürdük. Bunlarda bize daha önce dışarıya sevk ettiğimiz hastaları artık sevk etmeme lüksünü birlikte getirdi. 974 olan sevk sayımız bugün itibariyle 334'lere düştü. Bu sadece bir rakam olmanın çok çok ötesinde bir değer. Çünkü her bir sevk dakikaları çok çok kıymetli olan bir hastanın ilimizde tedavi olması, her bir sevkle beraber giden ambulansın ve ekibin artık gitmediği anlamına geliyor” dedi.

Tedavi kalitesini artırmış olmak anlamında oldukça kıymetli

Fiziksel anlamda önemli yenilikler yaptıklarını belirten Açıkgöz: “2012 yılında acil servisimiz çok daha kısıtlı sayıda hastaya bakabilen ve bana göre gerek personelin gerekse de başvuran hastalarımızın motivasyonlarını son derece olumsuz etkileyen bir yapıdaydı. Tabi en önemli vizyonumuz acil servisin çok hızlı bir şekilde düzeltilmesiydi. Bana göre bir sağlık tesisi oraya girdiğinizde size ilk olarak size 'Evet ben yakınımı bu hastaneye getirebilirim', ya da 'Ben bu birimde tedavi olabilirim' duygusunun hasıl olması gerekiyor. Acil serviste yaptığımız ilk işlev sosyal alanların ve fiziksel alanların çok hızlı bir şekilde düzenlenmesiydi. Tabi her geçen gün biz acil servisteki hem fiziksel yapıyı hem de hizmet kalitesini artırmak için sürekli yeni projeler üretmek çabası içerisindeyiz. Bir diğer sıkıntılı alanlarımız da çocuk acili idi. Çocuk acili gerek fiziksel yapısı gerekse de uzaklığı sebebiyle biraz daha yavaş kalmıştı. Orada ki fiziksel donanımlarımızı da çok hızlı bir şekilde yeniledik ve yenilemeye devam ediyoruz. İlimiz için en önemli düzenlemelerden biri de 3'üncü basamak yoğun bakım merkezimizdi. 3'üncü basamak yoğun bakım merkezi bizim büyüklüğümüzdeki illerde genellikle yok. 3'üncü basamak yoğun bakımın olmaması hastalarımızın en fazla sevk edilme nedenleri arasında geliyordu. Göreve başladığımızda bizden en önemli talep yoğun bakımda yer olmamasından kaynaklı sıkıntılardı. 2013 yılından bu yana yoğun bakımımız yüzde 100'lük dolulukla çalışmaya devam ediyor ve yoğun bakımlarımızdaki yenileme hizmetlerine devam ettik. İlimiz için en önemli ihtiyaçlardan bir tanesi de koroner yoğun bakımdı. Koroner yoğun bakıma yatırdığımız hastalar genelde bilinçleri açık olan hastalar. Biz bilinci açık olan hastaları bilinci kapalı olan hastalarla yatırdığımızda birçok psikiyatrik problemlerle karşı karşıya kalmaktaydık. Dolayısıyla koroner yoğun bakım merkezini izole olarak yapmış olmamız hem hasta konforu hem de tedavi kalitesini artırmış olmak anlamında oldukça kıymetli” ifadelerini kullandı.

İhtiyaç hiçbir zaman azalmıyor

Açıkgöz, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Koroner anjiyonun ilimizde olup olmayacağı da merak ediliyor. Bu teknik bir konudur. Kalp krizinden sonra bizim için yaklaşık 90 dakikalık çok önemli bir süreç başlamış oluyor. U sürecin içerisinde dünyanın neresinde olursanız olun, hastaya damar açıcı tedavi vermeniz gerekiyor. Bu tedavi 2012 yılından itibaren bizim ilimizde de yapılıyor. Bundan sonra gönlümüz ister ki, anjiyo merkezinin ilimizde kurularak anjiyo ihtiyacı olan hastaların anjiyolarını yapalım. Bunun için mali anlamda sıkıntımız yok. Ancak anjiyo birimi ile ilgili olarak koordineli çalışacak birimler de bulunuyor. Şayet bu hazırlıkları yapmadan anjiyo birimini açarsak, hastalarımız olumsuz etkilerle karşılaşacaktır. Dolayısıyla alt yapısını oluşturamadığımız bir birim kurarak hizmet vermektense, bu hizmeti daha iyi verebilecek yerlere sevk sağlıyoruz. Bu esnada da alt yapımızı hazırlıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde anjiyo birimini de ciddi bir şekilde konuşuyor duruma geleceğimizi düşünüyoruz. Sadece kardiyoloji değil, beyin kanaması yani inme denilen hastalıklarda da aynı şekilde tedaviler verilmeye başlandı. Beraberinde bütün yoğun bakımlarımızı tıbbi donanımlarını maksimum seviyede düzenlemeye çalıştık. Yine hastanemizin morg denen boş bölgesini kapattık ve acilde bekleyen hastalarımıza acil yoğun bakım ünitesi olanağı sunduk. Yaklaşık 1 ay önce de bu uygulamamız hizmete girmiş durumdadır. Toplamda bakacak olursak 2012 yılında toplamda 12 yatağımız vardı. Yatak doluluk oranımızda yüzde 77'ydi. 2016 yılında ise 59 tescilli, 61 yatağımız bulunmakta. Doluluk oranımızda yüzde 111'dir. Bu da gerektiğinde bazı hastalarımızı sedye ile hasta almamızdan kaynaklanıyor. Çünkü yoğun bakıma olan ihtiyaç hiçbir zaman azalmıyor. Bizde bunun için çalışmalarımız yapıyoruz. Yine palyatif bakım ünitemizi de şubat ayı içerisinde hizmete sokmuş olacağız. Eski BİRTOM'un hizmet verdiği alanda bu birim için çalışmalar devam ediyor. Beraberinde ameliyathanelerimizin bütün donanımlarını değiştirdik. Bekleme salonlarını da daha ferah hale getirdik.”

Sterilizasyon ne kadar iyiyse, komplikasyonlarda o kadar düşük oluyor

“Bu çalışmalarımızın sonunda ameliyatlarımızda da yüzde 32'lik artış meydana geldi. Hastanemizde artık A grubunda yapılan bütün ameliyatlar neredeyse yapılmaya başlandı. 2015 yılında küçük ameliyatları yapabileceğimiz başka bir alan da oluşturduk. Küçük cerrahi işlemleri burada yapmaya başladık. Beraberinde de sterilizasyon sorununu çözmek için yeni düzenlemeler yaptık. Merkezi sterilizasyon ünitesi kurduk. Bu birimin merkezileştirilmesi hedeflerimiz arasındaydı. Bununla da hastanede kullanılan antibiyotik kullanımının azalması ve daha erken taburcu olanağının getirilmesini sağladık. Sterilizasyon ne kadar iyiyse, komplikasyonlarda o kadar düşük oluyor."

Hasta konforuna çok dikkat ediyoruz

"Yine, çocuk psikiyatri oldukça önemli bir birim. Az hastanede bu birimden var. İlimizde de 2016 yılının başından itibaren hizmet vermeye devam ediyor.  Hasta konforuna çok dikkat ediyoruz. Sosyal çalışmalara da büyük önem verdik.  Çocuk servislerinin tamamının kapılarını giydirdik. Resimler yaptık. Çocuklarımıza hastaneyi sevdirmeyi amaçladık. Çocuk servisinde bulunan hemşire odasının kapısını hemşirelerimizin çocuklarının fotoğraflarını koyduk. Şefkati biraz daha artırabilmek amacıyla böyle bir şeyi yaptık. Sağlık çalışanı olmasının yanında anne veya baba olduğunu da hatırlamasını sağlıyoruz. 2016 yılı içerisinde çocuklarımızda özellikle damar yolunu bulabilmek için damar yolu cihazı aldık. Mali anlamda çok kıymetli bir cihaz değil. Ancak manevi olarak prestijli bir cihaz. Çocuk hastalarımızda damarı bulamama gibi bir derdimiz yok. Çocuklarda sarılığı ölçebilmek için yeni cihaz aldık. Aldığımız bu cihazla ölçümleri yapabiliyoruz.”

Evde hasta hizmetini başlattık

“Evde hasta ziyaretleri 2016 yılı itibariyle hemen hemen her ilde yapılmaya başlandı ama bunu ilk yapan il Bartın'dır. Bartın'da başlatılan bir projedir. Daha sonra Bakanlığımıza sunduğumuzda, tüm Türkiye yayılmış olan bir tedavi çeşitliliğidir. Buradaki maksadımız, bizden hizmet alan kişilerin belli aralıklarla tamamen rastlantısal olarak seçip evlerine bir araç gönderiyorduk bir ekiple beraber. Verilen hizmetlerden memnuiyetlerini, nerede hata yapıyoruz gibi onları sorgulamak için oluşturduğumuz bir hizmet çeşitliğiydi." Evde sağlık hizmetlerinde, hasta takibinin 35 hastadan 192 hastaya çıktığını kaydeden Açıkgöz, hasta ve ziyaret sayısında da yüzde 300- 400'lük artışlar meydana geldiğini belirtti.  Her gün yaklaşık 4 bin kişiye hizmet verildiğine dikkat çeken Dr. Açıkgöz, "Kendi çocuğumuza, kendi eşimize ve dostumuza yapılmasında rahatsızlık duyabileceğimiz veya güvenmeyeceğimiz hiçbir tesisimizin hastanemize yapılmasına müsaade etmedik. Bin 250 kişilik büyük bir kadro ile hem ilimize hem de bölgemize yakışır en iyi hizmeti vermek için çalıştıklarını belirten Açıkgöz, sözlerine şöyle devam etti: "Bin 250 çalışan her gün 4 bin kişinin geldiği bir tesisten bahsediyoruz. Çok büyük bir ekiple beraber çalışıyoruz. Biz bu yaptıklarımızı sizlere anlatıyoruz. Büyük bir aşk ve şevkle bunları yapıyoruz. Ama görmediğimiz fark etmediğimiz ya da eksik kaldığımız belki en az bunun kadar daha problemimizin olduğunu farkındayız. Şunun da farkındayız, görmediğimiz veya fark etmediğimiz düzeltmediğimiz her şey için her parametre için birilerin canının yandığını, birisinin ağrısının devam ettiğinin de farkındayız. Bunu asla aklımızdan çıkarmıyoruz. Ben 2012 yılında burada göreve başladım. 4 yılım bitiyor. Basın her zaman bizim yanımızda oldu. Sizlerle birlikte çalışmaktan dolayı çok keyifliyim” dedi.

Bazı alanlar hastane dışına taşındı!

Kurulan diğer birimler ve oluşturulan yeni alanları da anlatırken klinik kaliteyi arttırma çalışmalarında büyük önem verdiklerine vurgu yapan Genel Sekreter Dr. Açıkgöz, mesai dışı uygulamalarına da dikkat çekerek şunları söyledi: "Psikiyatri psikoloji ünitesini tamamen buradaki hastaların mahremiyetini düşünerek farklı bir alana kurduk. Adli tabiplik hizmetleri daha önce söylemiştim il dışında sevk ediliyorduk. Yaptığımız bir protokolle artık bunu il içerisinde gerçekleştiriyoruz. Hastanelerimizdeki lavabo ve tuvaletlerin tamamı ile yemekhanelerimiz tamamen yenilendi. Şimdi yeni ihaleyle birlikte yemek kalitesini masaya yatırdık. Önümüzdeki günlerde bunları da düzenleyeceğiz. Bazı alanlarımız da hastane dışına taşımak zorunda kaldık. Mesela MR tomografi hizmetini hastanemizde kurgularken mevcut çamaşırhanenin içerisinde kurguladık. Mevcut çamaşırhanemizi de yeni bir alan oluşturduk.

Cihaz parkımızı yeniliyoruz

Açıkgöz, önümüzdeki hafta hastanenin A girişinde bulanan alana yaklaşık 4 metrelik bilgilendirme ekranın yapılacağını belirterek "Hastanenin A girişinin olduğu kısımda yaklaşık 4,5 metreye 3 metrelik bir ekranla bilgilendirme ekranı yapacağız. Orta alanda bekleyen bütün hastalarımız almasını istediğimiz mesajları ya da Bakanlığımızın vizyonunu buradaki dev ekranlardan görmüş olacaklar. Hastanede temizlik hizmetlerimiz aralıksız bir şekilde devam ediyor. Ancak bazen bu konuda şikayetler alabiliyoruz. Ancak günlük 4 bin kişinin girdiği bir alanı düşünecek olursanız buranın sürekli aynı konforda temizlik hizmetini alması birazcık sıkıntı yaratabiliyor. Biz beraberinde buharlı temizlik ekibi de kurduk. Yıllara göre aldığımız tıbbi cihaz maliyetlerine gelince 2013 yılında tıbbi cihaz alımlarında 613 bin TL harcarken 2015 yılında 5 milyon 84 bin TL'lik harcama yaptık. Bugün itibariyle tıbbi cihaz donanımı eksik olan hiçbir birimimiz kalmadı. Bu hastane için oldukça iddialı bir durum. Kaldı ki 2016 yılında harcadığımız paraya bakacak olursak artık oldukça doygunluk noktasına ulaştık. Yani 2017 yılında belki de bütün cihaz parkımız yenilenmiş olacak. Cihaz için ayrıca artık para harcamayacağız" diye konuştu.

Çalıştaya önem veriyoruz

Ağız ve Diş Sağlığı hastanemizin en üst katında eğitim odası oluşturduk. Burası da son bir kaç ay içerisinde oluşturduğumuz bir birim. Bartın'da doğalgaz dönüşümlerini ilk tamamlayan kamu kuruluşuyuz. Klinik Kaliteyi Arttırma Çalıştayı çok önem verdiğimiz bir konu. Belki de çok az ilde yapılan bir çalıştay. Önümüzdeki haftalarda bunun ikincisini düzenleyeceğiz. Hastanemizde görev yapan tüm hekimlerimizle bir araya geleceğiz. Sezaryen oranları ülkemizde halen daha çok tartışılan bir konu. 2014 yılında yüzde 34'lerdeyken 2016 yılında yüzde 16'larda. Dünya sağlık örgütünün de değerleriyle hemen hemen çok yakın. Türkiye ortalaması ise yüzde 20'lerdedir. Her ay yine hastanemizde motivasyonu arttırmak için başarılı olduğu düşünülen arkadaşlarımıza belge vermeye devam ediyoruz. Diğer kamu kuruluşlarıyla ortak çalışmalarımız var. Mesai dışı uygulamalarına biraz dikkat çekmek istiyorum. Mesaimiz bizim saat 16.00'da bitmiyor. Özellikle kritik branşlarda çocuk, kadın doğum gibi saat 18.00'a kadar 2015'ten beri hizmet vermeye devam ediyoruz. Ağız ve Diş Sağlığı Hastanemiz 2016'nın ikinci yarısında artık 'Bebek dostu ADSM' unvanını almış bulunuyor."

2 temel sorunumuz var

2017 itibariyle Sağlık Bakanımız Recep Akdağ'ın da talimatları doğrultusunda başlayacak FAZ 2 ile ilgili de bilgiler veren Dr. Açıkgöz, "Sayın Bakanımızın talimatları doğrultusunda 2017 yılında FAZ 2 başlamış olacak. 2 tane çok önemli sorunumuz var. Bunlardan birincisi antibiyotik kullanımı. Maalesef antibiyotik kullanımında ülke olarak dünyada birinciyiz. Bu el birliğiyle çok hızlı bir şekilde halletmemiz gereken bir sorun. Biz hemen hemen yer yere akılcı antibiyotik kullanımıyla ilgili görselleri tabi ki koyacağız. Bunu çok iyi vatandaşlarımıza anlatmamız lazım. Özellikle gribal enfeksiyonlarda antibiyotiğin yerinin olmadığını, doktorların antibiyotik yazmadığı durumlarda bunun için asla zorlamamız gerektiğini anlatacağız. FAZ 2'yle ilgili bir diğer konu ise Merkezi Hastane Randevu Sistemi. Bakanlığımızın bu konudaki vizyonu '4 kişiden daha fazla kişi eğer bir yerde bekliyorsa bu bir kuyruktur' diyor. Bu konuda da gerekli çalışmaları yapacağız" dedi. 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.