“VATANDAŞIN GÜNDEMİYLE İKTİDARIN GÜNDEMİ AYNI DEĞİL”

Saadet Partisi ile ilgili bilgiden çok spekülasyonlara dayanan bazı haberler son günlerde basında dolaşmaktadır. Herkes bilsin ki Saadet Partisi, Edirne’den Kars’a, Van’dan İzmir’e, en ücra mahalle teşkilatından genel merkezine kadar birlik, bütünlük içerisindedir. Dolayısıyla hiç kimse bu ulvi dava içerisinde bir kargaşa beklentisinde olmasın. Saadet Partisi, birbirine kenetlenen tuğlalardan oluşmuş Milli Görüş’ün tek siyasi partisidir.

İktidar Başka Gündemlerle Uğraşmaktadır

İktidarın gündem değiştirme çabalarını görüyoruz. İktidar başka gündemlerle uğraşmaktadır. Ülkemizin son yıllarda hiç olmadığı kadar kutuplaştığı, ekonomik sorunların had safhaya çıktığı, pandemi sürecinde esnafımızın zorda olduğu, vatandaşın evine ekmek götürme derdine düştüğü bir dönemde iktidar ise başka gündemlerle uğraşmaktadır. Bir gün yeni Anayasa tartışması, bir başka gün uzay projeleri ile gerçek gündemi oyalamaktadır. Her gün vatandaşın önceliği olmayan konuların televizyon ekranlarından servis edildiğine şahit oluyoruz. İktidarın, Türkiye’nin asıl problemlerinin konuşulmaması için gösterdiği bu çabayı takdir etmemek mümkün değil.

“Uzaya Çıkacağız” Diyorlar Ama Ayırdıkları Bütçe 4 Milyon

Aya çıkacağız vaatleri kendi tabanlarında bile bir heyecan uyandırmamaktadır. Biz Saadet Partisi ve Milli Görüş olarak, ülkemizin uzay teknolojileri alanında kalkınmasını isteriz. Şöyle bir gerçek var. Cumhurbaşkanlığı hazırlamış olduğu 2021 Yatırım Planında, uzay çalışmalarına sadece 4 milyon TL’lik bir bütçe ayrılmış durumda. Sadece Marmaris’teki yazlık saray için ayrılan bütçe 640 milyonken, siz bu zihniyetle bırakın uzaya gitmeyi Marmaris’e bile gitmeyi beceremezsiniz. Çünkü siz konvoylara harcadığınız paraları, seçim otobüsleri üzerinden vatandaşa fırlattığınız çay paraları kadar uzay çalışmalarına bütçe ayıramıyorsunuz. Bu açıklamalar şu dönemde maalesef heyecan uyandırmamaktadır.

Bu Atmosferde Yeni Bir Anayasa Konuşmanın İmkânı Yok

Bütün siyasi partilerin ittifakla itiraz ettiği, 82 darbe Anayasası ile yönetilen bir Türkiye var. Bu Anayasanın birçok önemli maddesi değiştirilerek yamalı bir bohça haline gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle 82 darbe Anayasasının bambaşka bir yere evirildiğini de hep birlikte gördük. Türkiye’nin sorunlarına bu sisteminin derman olması beklenemez. Dolayısıyla kapalı kapılar arkasında hazırlanan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ülke sorunlarını çözmediği iktidar tarafından da anlaşılmış olmalı ki yeni bir Anayasa gündeme getirildi. Yumrukların sıkıldığı, kamplaşmaların arttığı bir atmosferde yeni bir Anayasa’yı konuşmanın imkânı yoktur. Çünkü Anayasa bir toplumsal uzlaşı metnidir.

Üç Aylar

Rahmet ve mağfiret ikliminin kapılarının açıldığı üç aylar vesilesi ile başta mazlum İslam ülkeleri olmak üzere, insanlığın saadet bulmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyor, Bartın’ımızın ve İslam âleminin üç aylarını tebrik ediyorum.”