REFERANDUM ÇALIŞMALARIYLA İLGİLİ BİLGİLER VERDİ
Bartın Belediyesi Yalı Camii’nin açılış töreninin ardından basın mensuplarıyla öğle yemeğinde bir araya gelen AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, ilçe, belde ve köylerde yürüttükleri referandum çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi.
30 Mart 2017 Perşembe 16:22
‘Tereddütleri giderdik’
Bartın Belediyesi tarafından yaptırılan Yalı Caminin açılışına katılan AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, açılış sonrasında yoğun referandum çalışmaları programına rağmen öğle yemeğini basın mensuplarıyla birlikte yedi. Sohbet havasında geçen yemeğin ardından Milletvekili Tunç, ilçe, belde ve köylerde yürüttükleri referandum çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi. Tunç; “Gündüz şehir merkezinde çalışmalar yapıyoruz. Esnaf ziyaretlerinde bulunuyor çeşitli toplantılara katılıyoruz. Akşam da köy kahvehanelerinde köy toplantıları yapıyoruz. Özellikle merkezi köylere biraz daha ağırlık veriyoruz. Referandumun getirdiği yeni düzenlemeler, anayasa değişikliğinin 18 maddesinin anayasa da nasıl bir değişikliğe yol açacağıyla ilgili halkımızı bilgilendiriyoruz. Partimiz bir akşamda farklı yerlerde toplantılar düzenliyor ve bu şekilde kamuoyunu bilgilendiriyoruz. Halkımız 16 Nisan referandumuyla ilgili olarak başlangıçtan bu yana maddelerin ne getirdiğiyle ilgili ilk zamanlar muhalefetin kafa karıştırıcı beyanlarından dolayı tereddütleri olanlar vardı ama onlar şimdi kalktı. Çünkü gerçeği ifade ettiğimizde söylenenlerin doğru olmadığını ifade ettiğimizde vatandaşlarımız da ikna oluyor” diye konuştu.
Halkın alım gücü istikrar sayesinde artar
Yaşanan olayların milletin kenetlenmesini sağladığını belirten Tunç; “Avrupa’daki ülkelerin Türkiye’ye karşı tavırları, onların terör gruplarına hayır mitingleri yaptırmış olmaları, cumhurbaşkanımıza hakaret içeren pankartlar asılması ve oradaki gazetelerin Türkçe manşetler atarak hayır propagandasına destek vermesi Türk milletini kenetlendirdi. İnsanlar “Ne oluyor? Hollanda’ anayasasını değiştirmiyoruz ki bizim anayasamızı değiştiriyoruz” demeye başladı. Bu davranışlar ve olaylar hem yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı hem de Türkiye’deki vatandaşlarımızı etkiledi. Milli duyguların artmasına neden oldu. Genel anlamda insanlar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin çift başlılığı ortadan kaldıracağını artık biliyorlar. Devletin tepesindeki çift başlılığın bu ülkenin gelişmesine bir katkısının olmayacağını artık insanlar öğrendi. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık makamlarının birleştirilmesi ve tek çatı altında toplanması gerektiğini insanlar genel olarak anladı. Güçlü hükümet yapısı hızlı karar almayı sağlayacak. İstikrarı sağlatacak. İstikrar olmadan kalkınma ve gelişme olmaz. Halkın alım gücü istikrar sayesinde artar. İstikrar sayesinde ekonomiye güven gelir, yatırımcı önünü görür” dedi.
Şimdiden tedbirimizi almamız lazım
Tunç; “Parlamenter sisteminin 1,5 yılda bir değişen hükümetlere yol açtığını ve istikrarsızlığa neden olduğunu geçmişte hep birlikte örnekleriyle gördük. Cumhurbaşkanıyla başbakanlar istisnasız geçmişte hepsi kavga etti. Anlaşamadılar. Demirel’le Çiler, Özal’la Demirel, Kenan Evren’le Özal, 12 Eylül’den önceki cumhurbaşkanları ile başbakanlar, Özal’la Mesut Yılmaz, Ahmet Necdet Sezer’le Bülent Ecevit, Ahmet Necdet Sezer’le AK Parti dönemi ta ki 2007’nin sonuna kadar hep görüş ayrılığı yaşadılar. Bu görüş ayrılığı devlet yönetiminde tıkanmalara neden oldu. Başbakan bir kurum müdürünü cumhurbaşkanı imzalamadıktan sonra atayamıyor. Sembolik bir cumhurbaşkanı bile sistemi tıkıyorsa halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı ile halkın seçtiği başbakan arasındaki bir kriz durumunda hiç içinden çıkılamayan durumlar da olabilir. Olacaktır da. Bunu görmek lazım. Şuanda Cumhurbaşkanımızla Başbakanımızın uyumlu olması bunun devam edeceği anlamına gelmez. Görev süreleri bittiğinde ne olacak? Türkiye’de tekrar bu çatışmaların yaşanmaması için şimdiden tedbirimizi almamız lazım” ifadelerini kullandı.
Kararnameyle ilçe bile kuramazken eyalet nasıl kuracak?
Eleştirilere de yanıt veren Tunç; “Muhtarlıklar, kıdem tazminatları, il veya ilçe kurulması bunların hepsi kanunla düzenlenen işler. “Eyalet bile kurabilir” diyorlar. Kararnameyle ilçe bile kuramazken eyalet nasıl kuracak? Üniter yapımız korunuyor. Anayasanın değişmez maddeleri korunuyor. Bu sistem demokrasiyi ve cumhuriyeti güçlendirecek. Halk doğrudan sandıkta hükümetini belirleyecek. İlk turda belirleyemediğinde koalisyonu yine halk kuracak. Seçimde ilk 2’ye kalmış aday arasında seçim yapacak. Vatandaş sandıkta koalisyon kuracak. “Bana en yakın adayı birinci ya da ikinci sıradaki ben oyumu ona vereyim” diyecek. Şu parti anlaştı ve ya bu parti anlaştı gibi olaylara artık gerek kalmayacak. Artık yüzde 15’le başbakanlık yapmak yok. Birinci turda da ikinci turda da aday yüzde 50’nin üzerinde oy alacak. Dolayısıyla halk desteği olan arkasında yarıdan fazlasının desteği olan bir cumhurbaşkanı bakanları ve yardımcılarıyla ülkeyi yönetecek” dedi.
Böyle bir şey olur mu?
Halkın yönetimde söz sahibi olacağını söyleyen Tunç; “2019’daki seçimlerde vatandaşımızın önüne iki sandık gelecek. Halk bir sandıkta cumhurbaşkanı bir sandıkta da milletvekillerini seçecek. 16 Nisan’daki referandumda halkımızın evet oyları kabul edilecek anayasa değişikliğinin ardından cumhurbaşkanı adayı 2019’daki seçimde siyasi partisiyle ilişiği kesilmeden aday olabilecek. Öyle denildiği gibi her iki sandıktan farklı sonuç çıkması halinde sistemde tıkanıklığı da olmayacak. Yani cumhurbaşkanı bir partiden Meclis çoğunluğu başka bir partiden olsa bile sistemde bir tıkanıklık olmayacak. Devlet kanunlara göre yönetilecek. Meclis farklı bir partiden olsa bile cumhurbaşkanı yine kendi işini yapacak. Meclis cumhurbaşkanın yanlış yaptığı kanaatine varırsa o zamanda soruşturmak için 300 milletvekili önerge verebilecek. 360 milletvekilliyle komisyon kurulacak ve 400 milletvekiliyle de Yüce Divana gönderilebilecek. İkili bir denetim olacak. Cumhurbaşkanının partili olması da aslında tek adamlığı önleyen bir şeydir. CHP hem tek adamlıktan şikayet ediyor hem de cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğini kesmesini isteyip tek adam olmasını istiyor. Böyle bir şey olur mu?” diye konuştu.
CHP’den büyük bir kitlenin ‘evet’ oyu vereceğine inanıyorum
Yargının tek kişiye verildiği yönünde söylemlerin doğru olmadığını belirten Tunç; “Yargının tek adama verilmesi falan söz konusu değil. Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden sadece 4’ünü cumhurbaşkanı doğrudan seçecek. Hakimler ve Savcılar Kurulunun da 13 üyesinden sadece 4’ünü doğrudan seçecek. Ama hayır propagandası yapanlar “Yargı tek adama veriliyor” “Reji değişiyor”, “Padişahlık geliyor” gibi sloganlarla halkın kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Biz sloganlarla değil maddede yazan neyse ona göre halkımızı aydınlatıyoruz. Bastırmış olduğumuz broşürlerde bizler partimizin amblemini koyuyoruz. Bunu MHP’de koyuyor. Ama CHP amblemini koymuyor. Niye? Çünkü içerisinde yazanların anayasa değişikliği maddeleriyle alakası yok ta onun için koyamıyor. Halkı en iyi şekilde bilgilendiriyoruz. İnanıyorum ki Bartın’dan en yüksek oranda ‘evet’ çıkacak. AK Parti 1 Kasım seçimlerinde Bartın’dan yüzde 54 oranında oy aldı. MHP’de yüzde 12 oranında oy aldı. CHP’den ise büyük bir kitlenin ‘evet’ oyu vereceğine inanıyorum” şeklinde ifade etti.
Bartın’dan yüksen oranda ‘evet’ çıkacak
Tunç, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı; “82 anayasasının darbe anayasası olmasının nedeni yargıyla ilgili maddelerinden, askeri yargıyla ilgili maddelerinden, sıkı yönetim ve olağanüstü halle ilgili yetkilerden ve Silahlı Kuvvetlerin denetlenmesiyle ilgili maddelerden kaynaklanıyor. “Darbe anayasasına son verilsin” diyenlerin bu maddelerin değişmesine itiraz etmemesi lazım. Türk Silahlı Kuvvetleri Devlet Denetleme Kuruluna tabi olsun. Sıkı yönetim kalksın. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yeni ihtiyaçlar ortaya çıktı. Olağanüstü hal bu yeni ihtiyaçlara göre yeniden düzenlensin. Askeri yargı kalksın ve mahkemelerdeki yargılamalarda asker, sivil ayrımı olmasın. Askerin disiplin suçlarıyla ilgili mahkemeler devam edecek. Her 10 yılda bir darbelerin olmaması için bizim mevcut anayasamızdaki bu maddeleri düzeltmemiz lazım. Bu ülke artık darbeler, siyasi ve ekonomik krizler yaşamasın. İstikrar üreten ve Türkiye’yi daha güçlü noktalara getirecek olan bir hükümet sistemine inanıyorum ki milletimiz de geçmişte hangi partiye oy verirse versin ‘evet’ diyecek. Bartın’dan da yüksen oranda ‘evet’ çıkacak. Ben buna inanıyorum.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.