MUHTARLARIN GÖRÜŞLERİNİ ALDI

CHP Bartın Milletvekili M. Rıza Yalçınkaya, Bartın Muhtarlar Derneği’ni ziyaret etti. Bartın Muhtarlar Derneği Başkanı Reşat Günay’ın yanı sıra derneğe üye muhtarların da hazır bulunduğu ziyarette Yalçınkaya, Anayasa değişikliği ile ilgili muhtarların görüşlerini dinledi. Cumhurbaşkanlığı sistemini muhtarlara anlatan Milletvekili Yalçınkaya: “Bir araya gelindiğinde, hem ilin sorunları hem ülkenin sorunları görüşülüyor. Karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuluyor. Tabi önümüzde anayasa değişikliği için bir referandum söz konusu dolayısıyla bu anayasa değişikliği ile ilgili görüşlerinizi almak isteriz. Ülkemiz için önemli bir süreç. Bu süreçte özellikle sivil toplum örgütlerinin ve herkesin üzerine her zamankinden daha fazla görev düşüyor. İnanıyorum ki, ülkemiz için hayırlısı neyse o konuda sizler kararınızı vereceksiniz. Sonucunda bu ülkenin geleceği daha güzel olması için ülkemizdeki yapılacak anayasal değişiklikten sonra özgürlük alanlarının, demokratik alanlarının daha genişleme konusunda faydalı mı olacak yoksa zararlı mı olacak? Tüm bunların değerlendirmesini yapacağız” dedi.

Emrivaki yapılması bizleri rahatsız etti

Anayasa değişikliğinde sakıncalı maddelerin olduğunu söyleyen Yalçınkaya: “Anayasa değişikliği görüşmelerinde mecliste bazı tartışmalar yaşandı. Onun yaşanmasının sebebi de anayasanın değişikliği ile ilgili olarak hazırlanan paketin içindeki bazı maddelerdeki anayasaya aykırı ve sakıncalarının bulunması nedeniyle ilgili eleştirilerimizi dile getirdik. Yani bir anayasa yapılıyorsa, bu anayasa herkesin üzerinde mutabık kaldığı anayasa olması gerekir. Yani bir yerde hazırlanıp, bir kişinin istek ve talepleri doğrultusunda hazırlanması, sonra TBMM’ye getirip, orada önce komisyonlarda sonra genel kurulda, yani kimsenin üzerinde mutabık kalmadığı bir metin üzerinde emrivaki yapılması tabi muhalefet partisi olarak bizleri rahatsız etti. Biz isterdik ki bu anayasa değişikliği ülkemiz için yapılması gerekiyorsa o zaman iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle, tüm dernekleriyle, üniversitelerin hukuk fakültelerindeki akademisyenleriyle, hukuk adamlarıyla, bilim adamlarıyla bir araya gelerek Türkiye’deki 79 milyon insanın üzerinde mutabık kalacağı bir anayasa değişikliğinin beraber yapılmasını isterdik. Ama maalesef böyle bir anayasa değişikliği önümüze gelmedi” şeklinde ifade etti.

Tek adam yönetimi ile devlet yönetilecek

Anayasa değişikliğiyle ilgili eleştirilerini dile getirdiklerini söyleyen Yalçınkaya: “CHP olarak yapılacak olan anayasa değişikliğinin Türkiye için şuan bir acil ihtiyaç olmadığı konusunda düşüncülerimizi dile getirdik. Çünkü, Türkiye’de en önemli sorunu terör ve ekonomidir. Bu sorunlar her geçen gün dağ gibi büyürken bir anayasa değişikliğinin Türkiye gündemine getirilmesinin yanlış olduğunu dile getirdik. Öncelikle bu sorunları çözümü konusunda iktidarın ve muhalefetin el ele vererek sorunları çözmek için bilgi alışverişinde bulunarak halka rahat bir nefes aldıracak çözüm yolunu beraber bulmak istediğimizi söyledik. Tabi bu Anayasa değişikliğini maalesef MHP ve AKP birlikte karar altına aldılar ve birlikte Meclise getirdiler. Diğer hiç bir kimsenin görüşü alınmayan bir anayasa değişikliği bu. Dolayısıyla bu anayasa değişikliği ile bence Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri bugüne kadar geçen süre içerisinde devletin ana unsurlarıyla bir işlevsel gören yapan bir devlet yapısı vardı. Bu ana unsurlardan Yasama, Yürütme ve Yargı kuvvetler ayrılığı üzerinde bu yapı güçleniyordu gelişiyordu. Şimdi bu kuvvetler ayrılığı ortadan kalkıyor, tek bir kişinin eline veriliyor ve bu tek bir kişi bütün güçleri elinde tutarak bu ülke yönetiminde tek adam yönetimini bu anayasa değişikliğiyle ortaya koyan bir anlayışla devlet yönetilecek” şeklinde belirtti.

Evetçiler ve hayırcılar diye ikiye ayrılmış bir ülke görüyoruz

Yalçınkaya; “79 milyonluk ülke tek bir kişinin avucunun içerisine bırakılmaması lazım. Bu devlet kolay kurulmadı. Bu vatan kolay kazanılmadı. Dolayısıyla devletin kontrol mekanizmaları ve denge mekanizmaları bence kalmalı ve bu kuvvetler ayrılığında her kuvvet birbirini kontrol eden bir mekanizma içerisinde olmalı. Türkiye’nin geleceğine daha iyi daha güzel olmasına yol açacak bir uygulama değil. Şimdiden görüyoruz ve üzülüyoruz. Evetçiler ve hayırcılar diye ikiye ayrılmış bir ülke görüyoruz. Aslında böyle bir şeyin olmaması lazım. Türkiye’deki anayasa herkesin anayasası. 79 milyonun anayasası. Evetçiler bir tarafa hayırcılar bir tarafa diye bu ülke insanı ikiye ayrılırsa bu iyi bir şey olmaz. Bu anayasa değişikliği gerçekten Türkiye için acil bir ihtiyaçsa o zaman hep beraber bir araya gelerek gerekli olan değişiklikleri hep birlikte yapabilirdik.  Ama işte hep ben bilirim benden başkası bilemez anlayışıyla maalesef geldiğimiz noktada böyle bir ayrışmaya doğru gidiyor ülke. Bence iyi bir şey değil bu” dedi.

Artık bundan sonraki takdir halkın

Anayasa değişikliğinin Meclisten geçtiğini söyleyen Yalçınkaya: “Bir anayasa değişikliği sürecine girdik. Herhalde TBMM’den Sayın Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilecek. Sayın Cumhurbaşkanı da onayladıktan sonra Yüksek Seçim Kurulu da bir referandum tarihi belirleyecek. Büyük bir ihtimalle Nisan ayı içerisinde bir referandum yapılacağı görülüyor. Artık bundan sonraki takdir halkın. Gerçekten bu anayasa değişikliğinin kendisi için ülke için ülkenin geleceği için faydalı olduğuna inanıyorsa evet diyecek. Eğer yok bu anayasa değişikliği bizim kazanımlarımızı elimizden alacak devletin işleyişi tarzında büyük yanlışlıklar ortaya koyacak endişesini yaşarsa Cumhuriyetin kazanımlarının elden gittiğini görürse bir rejim değişikliği olarak kabul ederse hayır diyecek. Sonucunda evet diyenlere de saygı duymamız lazım hayır diyenler de. Herkesi evet demeye zorlayan bir algı yönetimi yapılıyor. Bu da çok yanlış. Demokratik bir ülkede bu anlamdaki fikrine düşüncesine saygı duymak lazım” şeklinde belirtti.

Devletin geleceğini düşünmek zorundayız

Yalçınkaya, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Şu anda Türkiye’nin ne anayasa değişikliğine ne de bir erken seçime ihtiyacı var. Türkiye’deki sorunlar he geçen gün büyüyor dolayısıyla artık Türkiye’nin en önemli sorunu terörün bitirilmesi konusunda iktidarıyla muhalefetiyle TBMM’de birlikte hareket ederek bu terör sorununun sona erdirilmesi konusunda çalışma yapılması lazım. Aynı zamanda Türkiye’deki ekonominin de rahatlatılması için vatandaşın rahat bir nefes alabilmesi için halkın yaşam kalitesinin yükseltilebilmesi için birlikte hareket ederek Mecliste çözüm yollarının bulunması lazım. Belki bir anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır ama bu anayasa değişikliği herkesin üzerinde mutabık kaldığı ve gerçekten hangi maddelerin değiştirilmesi gerekiyorsa hep birlikte değiştirilmesi gereken bir durumu mecliste çözebiliriz. Ama bir referandum kampanyasını yapmak peşinden erken seçime girmek ülkenin menfaatine olan bir durum değildir. Ülke insanı artık birlik beraberlik içinde sorunların çözülmesini bekliyor. O sorunların çözümü noktasında da siyasi parti gözetmeksizin herkes üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmesi lazım. Şu anda kimse kendi ikbalini düşünecek durumda değil. Şu anda devletin ikbalinin ve vatandaşın geleceğini düşünmek zorundayız.”