‘KUDÜS FİLİSTİN’İN BAŞKENTİDİR’
İnsan Hak ve Hürriyetleri Yardım Vakfı(İHH) Bartın Şubesi tarafından ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma kararına tepki amacıyla Arap Camii önünde cuma namazı sonrası "Kudüs Cuma'sı" adıyla eylem düzenlendi.
08 Aralık 2017 Cuma 14:50
İHH İnsani Yardım Vakfı, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına tepki amacıyla ülke genelinde cuma namazı sonrası eylemler düzenledi. Ülke genelinde yapılan eylemler kapsamında da ilimizde İnsan Hak ve Hürriyetleri Yardım Vakfı(İHH) Bartın Şubesi tarafından Arap Camii önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
ABD, İsrail’le aynı statüde işgalin tarafı oldu
Şube Başkanı Selami Ünsal tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ettiğini ilan etmesi, elçiliğini taşıma kararı, İsrail’in, bütün Filistin’i, başkenti Kudüs dahil işgal etme plan ve kararının bir parçasıdır. 1995’te ABD bu kararı almış ve sürekli Filistin’e ve İslam Dünyası’na karşı kılıç gibi tehdit olarak kullanmaktadır. Çok manidar bir tarihte Kudüs’ün Müslümanların elinden çıkmasının 100. Yıldönümünde bu karar uygulamaya konmuştur. Bu hareket basit bir hareket değil, Siyonizm ve Emperyalizm ortaklığının oldukça sistematik ve iyi planlanmış bir hareketidir. ABD’nin Filistin davasında görüntüde tarafsız olma vasfını da bitirmiştir. ABD İsrail’le aynı statüde işgalin tarafı olmuştur.
Onaylanması mümkün olamaz
İsrail’in Filistin ve Kudüs’te varlığı gayri meşrudur. Varlık sebebi işgaldir ve işgal devam etmektedir. İsrail’in işgali ulusal ve uluslararası hiçbir hukukta onaylanmış değildir, onaylanması da mümkün olamaz. Kudüs’ün statüsü konusunda Birleşmiş Milletlerin kararları nettir. 1967 sınırları sonrasında yapılan ve yapılacak bütün işgaller, yerleşkeler, utanç duvarları illegal olarak tescillenmiştir. Görünen o ki ABD BM başta olmak üzere kendi savundukları uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymuş İsrail gibi artık tüm dünyaya meydan okuyarak ‘hukuku’ tanımayacağını beyan etmiştir. Bunun iki sonucu olabilir: Ya dünyadaki tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak, insanlığın geleceği yok olacak yada Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar ABD ve İsrail’in mevcut genel kabul gören hukuka uymasının gereğini sağlayacak.
Tüm siyasi aktörler hep beraber karar verecek
Aksi takdirde ABD’nin tüm dünyadan ‘İsrail için bunu yaparsan tüm Ortadoğu’yu ateşe verir kan gölüne çevirirsin ve bu ateş ve gözyaşı tüm dünyayı sarar’ uyarılarına rağmen bu kararı almasının bedelini Müslüman, Hristiyan tüm dünya ve gelecek nesiller ödeyecektir. Dünya bir şiddet sarmalına girecek ve BM’nin kuruluş sürecinden hemen önceki dünya savaşı tablosu gerçekleşecektir. Yeni bir Birleşmiş Milletler kurmak için milyonlarca canın yok olmasına, var olan BM ve tüm siyasi aktörler hep beraber karar verecektir. Bu açıklama, aynı zamanda hangi din, dil, ırk, coğrafyadan olursa olsun tüm dünyaya bu şiddet sarmalının önüne geçme çağrısıdır. Bu da BM Genel Kurulunun Filistin özel gündemi ile toplanıp karar alıp uygulanması ile önlenebilir.
Her türlü ambargo uygulanmalı
Bütün grupları ve taraflarıyla bugüne kadar haklı, onurlu ve azimli muazzam bir mücadele ortaya koyan Filistin’in yıllar boyunca en ağır şartlarda kesilmeyen mücadelesini selamlıyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonra da maddi manevi yanlarında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz. İslam Dünyası bütün Filistin topraklarına ve Filistin’in Başkenti Kudüs’e sahip çıkmalı siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlamalıdır. İsrail’e ve İsrail’in yanında duranlara da siyasi, ticari, ekonomik ve her türlü ambargo uygulanmalıdır. Türkiye’de de hükümeti, tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını ve hangi görüşten olursa olsun diğer tüm aktörleri Filistin’e desteğe ve Kudüs’ü muhafazaya çağırıyoruz. Öte yandan sadece İstanbul’da 25 bin Yahudi yaşamaktadır. Onları ABD’nin bu kararına ve İsrail’in Kudüs’ü işgal politikasına karşı açıklama yapmaya davet ediyoruz. Hatırlatmak isteriz ki eğer şiddet sarmalı bölgemizi ve dünyamızı sararsa bütün dünyada Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve diğer hiçbir din ayırt edilmeksizin güvenlik riski/zafiyeti yaşayacaklardır.
Hiçbir zaman İsrail’in başkenti olmayacak
Görünen odur ki, İsrail Filistin’i işgal etme ve sonrasında işgal topraklarını Suriye, Türkiye ekseninde genişletme planlarını yürütmektedir. Bu planı uygulamak için başta ABD olmak üzere birçok güçle işbirliği yapmaktadır. İslam Dünyasının halihazırdaki iç problemleri çatışma ve kaos ortamları da onlar için bir fırsat olarak görülmektedir. Derhal iç problemlerin sarmalından çıkıp herkes yüzünü Siyonizm etrafında buluşanlara çevirmelidir. Filistin ve Kudüs’ün müdafaası herkesin mesuliyetidir. Bugün hemen Kudüs’ün özgürleşmesi için tüm çalışmalar başlatılmalıdır. Müslüman ülkelerin tamamının İsrail ile siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik bütün ilişkilerini kesmeleri gerekir. Türkiye İsrail ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeli, bugüne kadar Filistin aleyhine olan İsrail işgali lehine olan tüm anlaşmaları ve mahkeme kararlarını iptal etmelidir. Kudüs Filistin’in başkentidir. Bütün Müslümanların kutsalıdır. Hiçbir zaman İsrail’in başkenti olmayacaktır.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.