23 Kasım 2024
  • Bartın9°C
  • Ankara10°C
  • Bolu15°C
  • Kastamonu11°C
  • Zonguldak20°C
  • Karabük14°C

HANGİŞİ ANKET SONUÇLARINI PAYLAŞTI

Türk Eğitim-Sen Bartın İl Başkanı Sezai Hangişi, sendika genel merkezi tarafından gerçekleştirilen “Okullar açılıyor. Niçin? Nasıl?” konulu anketin sonuçlarını paylaştı.

Hangişi anket sonuçlarını paylaştı

02 Eylül 2021 Perşembe 09:41

Türk Eğitim-Sen Bartın İl Başkanı Sezai Hangişi, sendika genel merkezi tarafından gerçekleştirilen  “Okullar açılıyor. Niçin? Nasıl?” konulu anketin sonuçlarını paylaştı. Hangişi, “Dün 1 Eylül’dü. Okul öncesi ve ilkokul 1’inci sınıflarımız uyum eğitimi kapsamında okula başladı. 6 Eylül tarihinde de 2021-2022 Eğitim-Öğretim yılı tüm kademeler itibariyle başlıyor. Öncelikle yeni eğitim-öğretim yılının hem öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız hem de öğrencilerimiz ve velilerimiz açısından sağlıkla ve başarıyla yürütülmesini temenni ediyorum. Türk Eğitim-Sen olarak 18-22 Ağustos tarihleri arasında Türk Eğitim-Sen olarak “Okullar Açılıyor. Niçin? Nasıl?” başlıklı bir anket çalışması gerçekleştirdik. Araştırmamızın amacı 2021-2022 eğitim-öğretim yılında okulların açılmasına yönelik öğretmen, eğitim yöneticileri ve eğitim çalışanlarının görüş ve önerilerini belirlemekti. Türk Eğitim-Sen’in resmi web sitesi dahil 6 internet memur haber sitesi üzerinde yayınlanan anket çalışmamıza 43 bin 355 kişi katıldı.” dedi.

Okulların açılmasına ilişkin bulgular

Hangişi, “Katılımcıların yüzde 58’i okulların tam zamanlı açılmasını desteklerken, yüzde 31’i hibrit modelin devam etmesi (belirli günlerde belirli kademeler için açılmalı) gerektiği görüşünde. Okulların hiçbir şekilde açılmaması, uzaktan eğitimin devam etmesi gerektiği görüşünü savunanların oranı ise yüzde 11. Okulların tam zamanlı açılmasını en çok Karadeniz bölgesinde görev yapan öğretmenler isterken (tam zamanlı açılmalı yüzde 60), açılmamasını en çok Doğu Anadolu bölgesinde görev yapan öğretmenler (hayır, açılmamalı yüzde 14,8), hibrit modelle devam edilmesini ise en çok Marmara bölgesinde görev yapan öğretmenler (hibrit model devam etmeli yüzde 33,1) istemektedir. Okulların açılması gerektiğini düşünen katılımcılar en çok online eğitimin yüz yüze eğitim yerini tutmadığını (yüzde 73,9), eğitimde fırsat ve imkân eşitsizliğinin (yüzde 70,6) ve öğrenme eksikliklerinin çok fazla arttığını (yüzde 69,5), online eğitim süreçlerinde dikkat ve motivasyon eksikliği olduğunu (yüzde 59,3) ifade etmiş ve bundan dolayı okulların açılması gerektiğini belirtmişlerdir. Doğu Anadolu bölgesinde görev yapan ve okulların açılması gerektiğini ifade eden öğretmenler en çok öğrenme eksikliklerinin fazla olmasından dolayı okulların açılmasını isterken, diğer tüm bölgelerde görev yapan öğretmenler online eğitimin yüz yüze eğitim yerini tutmamasını ön plana çıkarmışlardır. Okulların açılmaması gerektiğini düşünen katılımcılar en çok; öğrencilerin sosyal mesafeyi koruyamayacağı, okullarda önlemlerin yeterli olmadığı, aşı olunsa bile bulaş riskinin çok fazla olduğu ve aktif taşıyıcı öğrencilerden virüs bulaşacağını ifade etmiştir. En az belirtilen sebeplerde ise okullarda yeterli personelin olmadığı, sürekli maske ile ders anlatmanın zor olacağı ve pandemi bitmeden açılmaması gerektiği ifade edilmiştir.” diye konuştu.

Öğrenme Süreçlerine İlişkin Bulgular

Hangişi şöyle devam etti: “Katılımcıların yüzde 50,1’i okulların tamamen yüz yüze veya hibrit eğitimde en çok derslerin tamamının olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Daha sonra sırasıyla en çok yüzde 39,9’u temel derslerin olması gerektiğini, yüzde 38,4’ü ise öğrenme eksiklikleri ve kayıpları tespit edilip buna uygun ders içerikleri oluşturulmalı şeklinde görüş belirtmişlerdir. Yıl içinde online eğitimin devam etmesi durumunda ölçme ve değerlendirmenin nasıl olması gerektiği konusunda katılımcılar en çok yüz yüze olması gerektiği (yüzde 58,9), daha sonra sırasıyla en çok performansa dayalı (yüzde 26,3), sınav olmamalı ve not verilmemeli (yüzde 21,2), sadece ödev verilerek ölçme değerlendirme yapılmalı (yüzde 12) şeklinde görüş belirtmişlerdir. Katılımcıların yüzde 24,6’sı yüz yüze eğitimde bir ders süresinin 40 dakika olması gerektiğini ifade ederken, yüzde 66,8’i ise 30 dakika, yüzde 6,3’ü 20 dakika olması gerektiğini belirtmiştir. Bu soruya fikrim yok cevabı verenlerin oranı yüzde 2,3’tür. Buna göre ankete katılanların büyük bölümü yüz yüze bir ders süresinin 10 dakika azaltılarak 30 dakikaya düşürülmesini istiyor.

Pandemi ile mücadelede yeterliliğe ilişkin görüşler

Katılımcılar, Milli Eğitim Bakanlığının pandemi sürecine yönelik politikalarını 1-5 arasında genel olarak düşük düzeyde (ortalama=2,6) yeterli bulmaktadırlar. Katılımcılar okullarının pandemi önlemleri açısından 1-5 arasında yüksek düzeyde (ortalama=3,5) yeterli olduğunu ifade etmişlerdir. Katılımcıların okulların açılması durumunda kendilerine COVİD bulaşması ile ilgili orta düzeyde (ortalama=3,3) kaygılı oldukları ortaya çıkmıştır. Katılımcılar pandemi önlemleri açısından en çok öğrenci sayılarını (yüzde 63,7) sorun olarak görmektedirler. Daha sonra sırasıyla en çok; pandemi önlemleri konusunda bilinç düzeyini (yüzde 49,5), sınıf, tuvalet, öğretmenler odası gibi yerlerde mesafenin olmayışını (yüzde 48,9), personel sayısının yetersizliğini (yüzde 43,9), tuvaletlerin temizliğini (yüzde 35,9), hijyen ürünlerinin yetersizliğini (yüzde 31,1) sorun olarak görmektedirler. Katılımcıların yüzde 72,5’i öğretmenlere, öğrencilere ve ailelere yönelik pandemi önlemleri konusunda eğitim programlarının düzenlenmesi gerektiğini ifade etmişlerdir.

Aşı ve PCR testine ilişkin tutum ve görüşlere ilişkin bulgular

Katılımcıların yüzde 79,9’u COVİD geçirmediğini, yüzde 20,1’i geçirdiğini ifade etmiştir. Yüzde 22,5’i aşı olmadığını belirtirken; yüzde 8’i tek doz olduğunu, yüzde 58,3’ü iki doz olduğunu, yüzde 11,3’ü de 3 doz olduğunu ifade etmiştir. Yani öğretmenlerin yüzde 77,6’sı aşılandığını belirtmiştir. Aşı olmadığını belirten katılımcılar en çok; aşı olmayı istemediğini (yüzde 54,3), daha sonra sırasıyla en çok aşının faydalı olmadığını (yüzde 53,7), aşının daha zararlı olduğunu (yüzde 51,1), sağlık politikalarına güvenmediğini (yüzde 48,9), yerli aşıyı beklediğini (yüzde 18,8) ifade etmiştir. Katılımcıların yüzde 61’i aşılanmayan öğretmenler ve eğitim çalışanlarından PCR testi istenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu soruya yüzde 30,9’u hayır cevabı verirken, yüzde 8,1’i fikri olmadığını ifade etmiştir. PCR testi yapılmasını isteyenlerin yüzde 45,2’si PCR testinin haftada bir, yüzde 24’ü iki günde bir, yüzde 19,4’ü üç günde bir, yüzde 6,8’i ayda bir yapılması gerektiğini ifade ederken, yüzde 4,6’sı fikrim yok cevabı vermiştir. Ankete katılanların yüzde 45,3’ü öğrencilere de PCR testi uygulanması gerektiği görüşünde. Bu soruya hayır cevabı verenlerin oranı yüzde 42,5, fikrim yok cevabı verenlerin oranı ise yüzde 12,2’dir. Öğrencilere PCR testi uygulanması gerektiğini düşünenlerin yüzde 51,6’sı testin haftada bir, yüzde 21,3’ü iki günde bir, yüzde 16’sı üç günde bir, yüzde 8,3’ü ayda bir uygulanması gerektiği görüşünde. Fikrim yok cevabı verenlerin oranı ise yüzde 2,8. Katılımcıların yüzde 36,2’si öğrencilere aşı zorunluluğu getirilmesini isterken, yüzde 48,7’si aşı zorunluluğunun getirilmesini istemiyor. Fikrim yok cevabı verenlerin oranı yüzde 15,1. “12 yaşından büyük öğrenciler aşılanmalı mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 47,9’u evet derken, yüzde 35,8’i hayır demiştir. Fikrim yok cevabı verenlerin oranı yüzde 16,3’tür. “Aşılama yaşı gelen çocuğunuza aşı yaptırır mısınız?” sorusuna katılımcıların yüzde 49,2’si evet yanıtını verirken, yüzde 37,5’i hayır yanıtını vermiştir. Fikrim yok cevabı verenler yüzde 13,3.

Pandemi Dönemi Eğitim Uygulamalarına Yönelik Öneriler

Ankete katılanlara yüz yüze eğitime yönelik alınması gereken tedbirleri de sorduk. Bu tedbirleri Yönetimsel, Programlarla, Bilinçlendirmeyle, Planlamayla, Personelle, Okulların İhtiyaçlarıyla ve Aşıyla ilgili öneriler olmak üzere 7 başlık altında topladık. Buna göre; Yönetimsel Öneriler: 1.Tutarlılık olmalı/ kararlar anlık alınmamalı/ sürekli değiştirilmemeli 2.Şeffaflık olmalı 3.Sürekli bilgilendirilmeye ihtiyaç var 4.Bilgilendirmeler okul bazlı olmalı (Hem eğitim çalışanları, hem öğrenci hem veli hem de diğer paydaşlar boyutunda o okuldaki aşılanma durumu/covid geçirme durumu vb. durumlar) 5.Tedbirler sıkı uygulanmalı/ taviz verilmemeli 6.Bilim kurulu yanında eğitim uygulama kurulları oluşturulmalı. Programlarla ilgili öneriler: 1.Programlar seyreltilmeli 2.Gereksiz kazanımlar belirlenmeli 3.Kriz pedagojisi oluşturulmalı. Bilinçlendirmeyle ilgili öneriler: 1.Bütün paydaşların bilinç ve farkındalık düzeyleri artırılmalı 2.Beslenme konusunda (bağışıklık güçlendirme vb. amaçlarla) farkındalık oluşturulmalı 3.Düzenli ve sağlıklı beslenme teşvik edilmeli 4.Spor ve egzersiz programları yapılmalı, teşvik edilmeli 5.Rehberler hazırlanmalı 6.Personel eğitilmeli. Planlamayla ilgili öneriler: 1.Planlamayı her il ayrı yapmalı 2.Planlamalar her okul için ayrı olmalı 3.Okul giriş çıkışları, teneffüsler aynı anda olmamalı 4.Dersi veren öğretmen teneffüste de sınıfıyla teneffüs yapmalı, kontrollü bir ortam sağlanmalı 5.Akademik ve kültürel derslerin zamanları farklı olmalı (beden eğitimi- matematik gibi) 6.Öğrenci sayıları azaltılmalı 7.Pansiyonlarda çok sıkı tedbirler uygulanmalı 8.Gerekiyorsa ikili eğitim olmalı 9.Toplu sosyal etkinlikler yapılmamalı 10.Sosyal mesafeye uyulması için daha sıkı tedbirler planlanmalı 11.Veliler dahil, çalışanlar hariç kimse okula alınmamalı 12.Okullarda HES kodu uygulaması aktif, etkin ve kati bir şekle getirilmeli Personelle ilgili öneriler: 1.Öğretmen sayısı artırtılmalı 2.Yardımcı personel ihtiyaçları karşılanmalı. Okulların ihtiyaçları ile ilgili öneriler: 1.Temizlik ve hijyen ihtiyaçları tam anlamıyla, eksiksiz biçimde karşılanmalı 2.Lavabolara otomatik musluklar takılmalı 3.Ortak alanlara hava temizleyiciler koyulabilir.

Aşıyla ilgili öneriler: Öğretmenler, veliler eksiksiz biçimde aşı olmalı.

Öte yandan; Araştırmaya katılanların yüzde 79,2’si öğretmen, yüzde 11,2’si eğitim yöneticisi (okul müdürü, müdür yardımcısı, müdür başyardımcısı vb.), yüzde 8,1’i eğitim çalışanı, yüzde 1,5’i de müfettiş olarak görev yapmaktadır. Ankete yüzde 27,5’i Marmara Bölgesi, yüzde 17,7’si İç Anadolu Bölgesi, yüzde  16,6’sı Akdeniz Bölgesi, yüzde 14,2’si Karadeniz Bölgesi, yüzde  12,6’sı Ege Bölgesi, yüzde 6’sı Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yüzde 5,4’ü Doğu Anadolu Bölgesinden katılım gösterilmiştir. Katılımcıların yüzde 31,5’i lisede, yüzde  29,4’ü ortaokulda, yüzde  26,4’ü ilkokulda, yüzde 5’i okul öncesinde görev yaparken; yüzde 7,6’sı okulda çalışmadığını belirtmiştir. Anket sonuçları, okulların açılma aşamasında eğitime önemli bir projeksiyon tutmaktadır. Bu noktada eğitimcilerin de okulların tam zamanlı açılmasına yönelik ciddi talebi bulunduğunu görüyoruz. Bu durum, eğitimde daha fazla öğrenme kaybının ve eksikliğinin yaşanmaması ve telafilerin yapılması açısından büyük önem kazanmaktadır. Ayrıca ankete katılan eğitimcilerin yüzde 77,6’sının aşılandığını belirtmesi önemli bir husustur. Eğitimcilerimiz yüz yüze eğitime bu noktada hazırdır. Öte yandan PCR testi ile ilgili bir zorunluluk olmaması gerektiğini en baştan beri dile getiriyoruz. Aşı olanların dahi covid olduğunu göz önüne aldığımızda aşı olmayan eğitimcilere PCR testi zorunluluğu anlamsız bir uygulamadır. Tabi şunu da belirtelim ki; ankette katılımcıların yüzde 61’i eğitim çalışanlarına getirilen PCR testi zorunluluğunu desteklerken, yüzde 45,3’ü öğrencilere de bu testin uygulanması gerektiği görüşünde.

MEB sonuçları dikkate almalı

Ankete katılanların yüzde 36,2’si öğrencilere de aşı zorunluluğu getirilmesini isterken, yüzde 47,9’u 12 yaşından büyük öğrencilerin aşılanması gerektiği görüşünde. Ayrıca ankete katılanların büyük bölümünün yüz yüze ders sürelerinin 10 dakika azaltılarak 30 dakikaya düşürülmesini istemesini de Milli Eğitim Bakanlığı dikkate almalıdır. 6 Eylül’e sayılı günler kala okullarda şu önlemler de mutlaka alınmalıdır: Salgın koşullarının gerektirdiği tedbirleri almak için okullarımıza ek bütçe tahsis edilmeli, teneffüs süreleri uzatılmalı, sınıflar sıklıkla havalandırılmalı, ders süreleri uzaktan eğitimde olduğu gibi 30 dakika olarak ayarlanmalıdır. Maske başta olmak üzere COVİD tedbirlerinin gerektirdiği malzemeler yeterli sayıda temin edilmelidir. Öğrenci sayısı çok olan okullara daha az öğrenci sayısına sahip olan ve fiziki imkânları müsait olan okulların sınıfları tahsis edilmelidir. Her eğitim bölgesine mobil sağlık ekibi tahsis edilerek hem okullarımızda sağlık tedbirlerinin alınması sağlanmalı hem de öğrencilerin covid-19 takipleri yapılmalıdır. Bu tedbirler salgının yayılımını önlemek ve okulların tam zamanlı yüz yüz yüze eğitimi sürdürmesi açısından çok önemlidir.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.