GÖRÜNENİN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ
İsmail Kaya
09 Ocak 2017 Pazartesi 21:59
Gün geçmiyor ki memleketimizin bir köşesinde bir terör olayı olmasın. Her bombanın patlamasında canımız yanıyor, yüreğimiz dağlanıyor, anaların göz pınarları kuruyor. Sormadan edemiyorum, neden bu necip milletin üzerine bu kadar geliniyor? Neden ? Niçin? Bu niçinlere cevap bulabilmemiz için meseleye üç pencereden bakmamız gerekir.
1 - Dini İnanışlar Açısından
2 - Enerji Kaynakları Açısından
3 - Jeopolitik Açıdan.
Dini inanışlar açısından meseleye baktığımızda karşımıza Siyonizm denilen sapık bir ideoloji çıkıyor. Nedir bu Siyonizm? Siyonizm kısaca Yahudi mistizminde büyük İsrail devletinin kurulması arzu edilen kaynağı Muahrref Tevrata dayanan bir inanıştır. Bunun için dünya Yahudileri 1897 yılında Basel'de birinci Yalta Konferansını yapmışlar ve bu toplantıda bir takım kararlar alarak 100 yıl içinde büyük İsrail devletinin kurulma kararı alınmış ve bunun gerçekleşmesi için iki büyük dünya savaşı çıkartılmıştır.
Birinci dünya savaşı sonunda Filistin Osmanlı’dan kopartılmış, İkinci Dünya Savaşı sonunda Avrupa’daki Yahudiler Filistin’e göçe zorlanmışlardır. Bunun sonucunda 1947'de Birleşmiş milletler kurulmuş ve Birleşmiş Milletler kurulur kurulmaz hemen İsrail devletinin kuruluşu ilan edilmiştir. Bundan sonraki süreçte yani 1997'de büyük İsrail devletinin ilan edilmesi kalmıştır.
Kaderin cilvesidir herhalde 1997 yılında Merhum Necmettin Erbakan Refahyol hükümetini kurarak Başbakan olmuş ve Birinci Yalta Konferansı’nın yapıldığı salonda milli görüşçüleri toplayarak İkinci Yalta Konferansı’nı gerçekleştirmiştir.
Bu kongreden sonra çekiç güç belası Türk topraklarından kovularak büyük İsrail devletinin kuruluşu engellenmiştir.
Enerji kaynakları açısından meseleye baktığımızda ise: dünyada başta petrol olmak üzere fosil yakıtların 50 yıllık ömrünün kaldığı düşünülmektedir. Fosil yakıtların yerine doğalgaz, bor, uranyum, toryum gibi madenlerin alacağı bilinmektedir.
Bu madenlerin birçoğunun ezici bir çoğunluğu topraklarımızda bulunmaktadır. Bu ise küresel emperyalistlerin iştahını kabartmaktadır. Hatırlarsak eğer 2012 yılında Türkiye ile Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi ile bir gaz antlaşması yapılarak kuzey ırak doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya satılması kararlaştırılmıştır.
Bunun sonucunda terör olayları hızlanmıştır. Yine Rus doğalgazı, Azerbeycan doğalgazlarının geçiş güzergahları Türkiye üzerinden Avrupa’ya satılması anlaşması yapılarak boru hatlarının yapımına başlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün bunları yeterli görmeyerek Termik ve nükleer santraller yaparak enerji yönünden dışa bağımlı olmaktan kurtulmayı deflemiştir.
Jeopolitik açısından olayları ele aldığımızda topraklarımız dünyanın tam ortasındadır. Türkiye bu konumunu çok iyi bir şekilde idrak ettiği için dünyanın en büyük havaalanını İstanbul’da yapmaya başlamış ve yine bir dünya projesi olan Kanal İstanbul Projesinin yapım kararını almıştır.
Topraklarımız Afrika-Avrupa-Rusya-Orta Asya'nın adeta giriş çıkış kapısı gibidir. Yine Akdeniz’de Kıbrıs bir uçak gemisi gibidir. Türkiye'nin bu jeopolitik konumu bütün emperyalist devletlerin hedefi halindedir.
Bu üç mesele firavun ruhlu Irkçı emperyalist batılı devletlerin kanlı ellerini sürekli topraklarımız üzerine uzatmalarının nedenidir .Eğer meseleye derin bir tarih şuuru, günümüzün reel gerçekleri ve bu üç mesele açısından bakamazsak Türkiye ve Dünyada neler olup bittiğini bilmemize imkan ve ihtimal yoktur.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.