“GEREKLİ TEDBİRLERİ ALIN”
CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü"nde, TBMM Genel Kurulu'nda konuştu.
25 Kasım 2020 Çarşamba 20:43
CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü"nde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda bir konuşma gerçekleştirdi. Bankoğlu, "Kadına Yönelik Şiddet" konusunda sunulmuş olan "Meclis Araştırma Önergesi" üzerine yaptığı konuşmada şu hususları dile getirdi: "Türkiye'nin her yerinde, her gün kadınlar öldürülüyor. Ve bizim, bir kadının dahi şiddet görmesine, katledilmesine kesinlikle tahammülümüz kalmadı. Daha geçen gün, İçişleri Bakanı'nın kadın cinayetleri hakkındaki açıklamalarını dehşet içinde dinledik. Bu ülkede, her yıl yüzlerce kadın öldürülürken "kadın cinayetlerinde azalma var" beyanında bulunmak gaflettir. Sadece geçtiğimiz ay içerisinde 21, 2019 yılı içerisinde ise 474 kadın öldürüldü! Bakan tarafından "rakam" diye telaffuz edilen konu, enflasyon ya da işsizlik oranı değildir. Her biri insandır, kadındır, annedir, evlattır. Zaten AKP hükümetinin kadına bakışı da 18 yılda 18 milim dahi ileri gidememiştir. "Çırpındıklarını" söyleyen ve kadına şiddeti “ayıp” sayan Bakan'a bir kez daha hatırlatalım: Sayın Bakan, kadına yönelik şiddet bir “ayıp” değil, suçtur, suç! Çırpınmanıza gerek yok. "İstanbul Sözleşmesi"ni ve 6284 sayılı Yasa'yı uygulayın, bunlar bile yeter.
Bakan'ın, erkekleri ayıplaması yetersiz
Bizce asıl "ayıp", "tüm kadın cinayetlerini biz yapıyormuşuz gibi" diyerek olayı basitleştirmektir. Bakan'ın, erkekleri ayıplaması yetersiz. Ayıplayınca, kadın cinayetleri bitecek mi? Kadınlar, "Ölmek İstemiyoruz" diyerek anayasal haklarını kullanmaya çalıştıklarında onları coplamak, ters kelepçeyle gözaltına almak, "ayıp" değil midir? Şiddet, "aile birliği" söylemleriyle meşrulaştırılırken koruma kararı almış kadınlar, "İstanbul Sözleşmesi" tam olarak uygulanmadığı için ölüyor. 6284 sayılı Yasa'yı uygulamayan kamu görevlilerine soruşturma açılmadığı için ölüyor. Herkes bilsin ki, sorumluluklarını ihmal edenler, bu cinayetlerin ortağıdır. Her gün kadınlar ölürken hükümetin kadına şiddet konusundaki samimiyetsizliği de artık son raddeye gelmiş durumdadır. Aslında, İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açmak yerine sahiplenirseniz, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı'nın yaptığı gibi "Sözleşme"yi telaffuz etmekten korkmazsınız. 6284 sayılı Yasa'yı uygulamayı bir seçenek değil; zorunluluk olarak görürseniz kadınlar yaşayacak. Şiddetin temelindeki meselenin "eşitlik" olduğunu kabul edip toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için çabalarsanız kadınlar yaşayacak!
“Biz Ölmek İstemiyoruz”
Kamu görevlileri, dikkate alınmayan her ihbarın, katillerin adeta sırtını sıvazlayacağını bilirse kadınlar yaşayacak. Katillerin kravatına ödül vermek yerine gerçek cezalara hükmedilmesi için kadına karşı şiddet davalarında "iyi hâl" ve "haksız tahrik" indirimlerini kaldırırsanız bu karanlık biraz olsun dağılacak! Hep birlikte “Biz Ölmek İstemiyoruz” diyen kadınların çığlığına kulak verirseniz kadınlar yaşayacak! Kadınları yaşatın ki; çocuklar ve ülke de yaşasın. "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü"nü hatırlatmaya gerek kalmayacak huzurlu bir ülke, kadınların güven içinde yaşayacağı günler diliyorum."
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.