24 Kasım 2024
  • Bartın2°C
  • Ankara1°C
  • Bolu-2°C
  • Kastamonu1°C
  • Zonguldak7°C
  • Karabük2°C

 ‘ERBAKAN DEMEK,  REFAH VE BEREKET DEMEKTİR’

Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Ziver Gebiç, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının 9. sene-i devriyesine ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı.

 ‘Erbakan demek,  refah ve bereket demektir’

28 Şubat 2020 Cuma 23:04

Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Ziver Gebiç, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının 9. sene-i devriyesine ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. Gebiç, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Cenabı Allah’ın tüm insanlar için bahşettiği nimetler insanlar arasında adil bir şekilde paylaşılsın. Dünya üzerindeki her bir insan emeği ve alın teri karşılığında hakkını eksiksiz bir şekilde alsın,  bolluk ve bereket içerisinde yaşasın. Sömürü ortadan kalksın,  paylaşımda adalet sağlansın. Gelir ve servet dağılımı hem ülkemizde, hem de bütün dünyada adil olsun. Kimsenin üretmeden, emek harcamadan, başkalarının sırtından zenginleşme ve tüketme hakkı olmasın. Ülkemizde ve tüm dünyada nimet-külfet dengesi adaletli bir şekilde tesis edilsin. Bunlar, Erbakan Hocamız’ın zihniyetini tanımlayan temel cümlelerdir. Bundan dolayı O’nun adının anıldığı yerde hakkın, adaletin, hayrın ve bereketin konuşulması kaçınılmaz bir durumdur. Çünkü Erbakan demek,  Hakkın hakim olması demektir. Çünkü Erbakan demek,  adaletin tesis edilmesi demektir. Çünkü Erbakan demek,  kul haklarının teminat altında olması demektir. Çünkü Erbakan demek,  refah ve bereket demektir. Erbakan demek; milletin hakkını gasp eden, milleti sömüren anlayışa karşı çıkmak ve bunun için gerekirse bedel ödemeye hazır olmak demektir.

Yeni ve adil bir ekonomik düzen

Erbakan demek; paylaşımda adaleti hiçe sayan, biz sizin sırtınızdan zengin olacağız,  siz bizim verdiklerimize razı olacaksınız diyen düzene dur demek ve adil paylaşımı esas alan, yeni ve adil bir ekonomik düzeni kurmak demektir. Bütün bu cümlelerin somut karşılığı, Erbakan Hocamızın hayatında fazlasıyla mevcuttur. 1950’lerin Türkiye’sinde,  toplu iğne dahi üretilemez denilen Türkiye’de, 1956 yılında Türkiye’nin ilk ve tek yüzde yüz yerli motor fabrikası olan Gümüş Motor’un kurulması… 1960’larda TOBB Başkanı olarak yaptığı hizmetler… O,  TOBB Başkanı olduğunda,  Birliğin kaynakları bir avuç elitin elinde idi.  Türkiye’nin kalkınması, üretimin ve sanayinin gelişmesi için Anadolu’daki esnaf ve üreticilere aktarılması gereken kaynaklar bu elitlerin arasında paylaşılıyor,  bu kaynaklar üretimin değil ithalatın artması için kullanılıyordu. Böyle bir zamanda TOBB Başkanı olan Erbakan Hocamız,  Odalar Birliğinin kaynaklarını İstanbul’daki bir avuç eliti kalkındırmak için değil,  Anadolu’yu ayağa kaldırmak için kullanmaya başladı.  Paylaşımda Adalet’i sağlamaya daha o yıllarda başladı.

Anadolu’da hangi fabrikayı görseniz, Erbakan Hocamız’ın eseridir

1970’lerin Türkiye’sinde, biz tarım ülkesiyiz, biz ancak domates-biber-şeftali üretebiliriz denilen TR’de,  Ağır Sanayi Hamlesi’nin gerçekleştirilmesi… Bugün Anadolu’da hangi fabrikayı görseniz, Erbakan Hocamız’ın  “Ağır Sanayi Hamlesi”nin eseridir. Makine Sanayi, Elektro Mekanik Sanayi, Aselsan,  TÜMOSAN, TAKSAN, Şeker Fabrikaları, Çimento Fabrikaları,  Dokuma Fabrikaları,  Gübre Fabrikaları ve diğerleri. Tüm bu tesisler bu ülkenin doğusunu batısından ayırt etmeden,  her köşesine adaletli bir şekilde dağıtılmıştı. Erbakan Hocamız’ın bu tarihi hamlesiyle; işsizliğe mahkum edilmiş bu aziz millet, alın teriyle kazanacağı fabrikalarda çalışmaya başlamış, bereket tüm ülkeyi adeta bir baştan diğer başa kuşatmıştı. Milli Görüş Bereketi Anadolu’yu, Trakya’yı, bu ülkedeki her bir haneyi sarmıştı. Son olarak 54. Hükümet dönemindeki efsane hizmetler…  Sadece Türkiye değil, Dünya şampiyonlukları… 54. Hükümet’te 100 alanın bir yılda 200 alması için,  hatta 300 alması için, Hans’a gideni Hasan’a vermek için, rantiyeye gideni Anadolu insanına vermek için gereken anlayışı,  iradeyi, projeyi ve uygulamayı ortaya koydu Erbakan Hocamız.

İşte  “54. hükümet” dönemi

İşçiye 1 senede  %100 maaş artışı, memura 1 senede  %130 maaş artışı, emekliye 1 senede  %300 maaş artışı, çiftçinin ürettiği ürünlerin taban fiyatlarında 1 senede %80,  %100,  %140 artış… Nereden bulundu bu kaynak?  Borçla, zamla, vergiyle, devlet kuruluşlarını satarak değil… Denk Bütçe ile dış güçlerin borç faizi haracı kesildi. Havuz Sistemi ile rantiyenin haracı kesildi. Zarar eden KİT’ler Milli Görüş gelince kara geçti. Bu elde edilen kaynak yandaşa-partiliye-akrabaya değil,  tüm millete aktarıldı. Alım gücü artan halk esnafa gitti.  Satış yapmaya başlayan esnaf üreticiye sipariş verdi. Üretici üretmeye başladı, üretince hammaddeciye ve tedarikçiye sipariş verdi. Böylece ekonominin çarkları dönmeye başladı ve bütün toplumun refahı arttı. Cumhuriyet Tarihi’nin en büyük bolluk ve bereket dönemi yaşandı.

Erbakan demek, bereket demek

Sadece 54. Hükümet mi? Hayır… İşte MSP döneminde gerçekleştirilen “Ağır Sanayi Hamlesi”…  1974’ün Diyarbakır’ında TEMSAN Fabrikası,  bugünün Diyarbakır’ında 100 bin insanın çalışacağı fabrika kurmakla eşdeğer bir hamle. 1974’ün Gerede’sinde GERKONSAN fabrikası. Gerede’nin o günkü nüfusu 60 bin iken,  5 bin insana istihdam sağlayan bir tesis.  Bütün bir Gerede halkının yarısı geçimini sadece bu tesisle temin edebiliyor. Bunlar Cumhuriyet Tarihi’nin en büyük “hakiki” kalkınma hamlesinden sadece iki örnektir.  Bunlar gibi 70’den fazla fabrika Türkiye’nin dört bir yanında hizmete sokuldu. Milyonlarca insan sosyal yardımla, belediyenin erzak torbalarıyla değil,  kimseye el açmadan alnının teriyle rızkını temin edeceği imkana kavuştu.

Şefkatin lideri

Sene 1996… 54. Hükümet Dönemi… Erbakan Hocamız Başbakan… Aşırı sol görüşlü mahkumlar cezaevinde açlık grevi yapıyorlar. Adalet Bakanlığı’ndan cezaevindeki şartların iyileştirilmesini talep ediyorlar. Açlık grevi nedeniyle pek çoğu komalık hale gelmiş, perişan durumdalar. Haber Erbakan Hocamıza ulaşınca,  “bu gece mübarek kadir gecesidir, kadir gecesinin hürmetine taleplerini kabul ediyoruz” diyor ve o sol görüşlü mahkumların hayatını kurtarmış oluyor. Çünkü Erbakan demek;  tüm mahlukata şefkat demektir,  7 milyar insanın kurtuluşu demektir. Neden büyük insan?   Makam-mevki-şan-şöhret’ten dolayı değil…  Affedici olduğu için. Hayatı boyunca en ağır saldırılara, hakaretlere, en haksız eleştirilere maruz kalmasına rağmen, bir kişiye dahi tazminat davası açmamış bir lider. Büyüklük makam-mevkiiyle değil, haklı olduğu halde affetmekle olur.

Erbakan demek, önce millet demektir

54. Hükümet’in daha ilk günlerinde Başbakan Erbakan Hocamız işçi-memur-emekliye vermek istediği maaş zamlarını ifade edince, iktidar ortağı Sn. Tansu Çiller Hanım; “Hocam çok iyi diyorsunuz da nereden bulacağız bu parayı ?” deyince; Erbakan Hocamız cevaben; “Önce vereceğiz,  sonra bulacağız” diyor. Ne demek bunun manası? Gerekirse ceketimizi satıp, bu millete bu kaynağı vereceğiz. Allah ona gani gani rahmet etsin,  o’nu cennetinde peygamberimiz SAV’e komşu eylesin, Bizlere ona layık dava erleri olmayı nasip etsin ve bizleri onunla cennetinde buluştursun. Merhum Erbakan Hocamız’ın Başbakanlığı’ndan sonra gelen Hükümetler, maalesef ki onun bu anlayışını ve uygulamalarını sürdürmediler.  Erbakanca bir duruş sergilemediler. Üretmek yerine,  ithal ettiler.  

İsraf ve savurganlık aldı başını gitti

Milli kaynaklar oluşturmak yerine,  borç aldılar, zam yaptılar, vergileri artırdılar, yeni vergiler icat ettiler ve devlet kuruluşlarını satıp yok ettiler. Millete bolluk-bereket-refah sağlamak yerine, milleti banka kredilerine,  kredi kartı borçlarına mahkum ettiler. İstihdamı artırmak yerine,  milyonlarca diplomalı işsiz ürettiler.  Fabrika kurmak yerine,  AVM ve Rezidans inşa ettiler. Bu aziz milletin her bir ferdini Erbakan Hocamız gibi ayrım gözetmeksizin kucaklamak yerine, milleti kutuplaştırdılar ve gerdiler. Erbakan Hocamızın yaptığı gibi ehliyet-liyakat ve adalete önem vermek yerine, adam kayırmayı ve adamına göre muameleyi hakim kıldılar. Kamuda israf ve savurganlık aldı başını gitti. Maalesef ki ülkemizi,  bugün içinde bulunduğumuz noktaya taşıdılar. Bu tabloyu değiştirmek elbette mümkündür. Bu ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak, adaleti yeniden tesis etmek, bereket tohumlarını yeniden filizlendirmek mümkündür. Biz, bunu en zor şartlar altında defalarca başaran Erbakan Hoca’mızın dava erleriyiz. Biz, onun yürüdüğü yolda yürüyen,  onun emanetini taşıyan Milli Görüşçüleriz. Biz, Irkçı Emperyalizm’in ülkemizi borca-faize-işsizliğe-açlığa-adaletsizliğe mahkum eden düzenine karşı çıkan ve bu haksız düzeni değiştirecek tek parti olan Yeniden Refah Partisiyiz. Cenabı Allah’ın izniyle ve bu aziz milletin desteğiyle, yine geleceğiz, ve karanlıklardan aydınlığa yine  Milli Görüş’le  çıkacağız.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.