30 Nisan 2024
  • Bartın18°C
  • Ankara25°C
  • Bolu19°C
  • Kastamonu21°C
  • Zonguldak15°C
  • Karabük18°C

BAŞKANIN KULÜBE VERDİĞİ 612 BİN TL BORÇ NE OLACAK?

Sercan Engin

14 Nisan 2018 Cumartesi 11:27

3.Lig hayalleriyle sezona iyi başlayan temsilcimiz Bartınspor, maalesef sonuca ulaşamadı.

Bölgesel Amatör Lig’de son haftalara kadar şampiyonluk mücadelesi veren temsilcimiz, bu yıl şehrin desteğini de arkasına almıştı.

Gerçekten Bartın halkı bu yıl şampiyonluğa inanarak destek oldu.

Peki Bartınspor Yönetimi ne yaptı?

İsterseniz Bartınspor’un gelirlerini kalem kalem açıklayalım. Bu gelirler arasında sorgulanması gereken birçok konu olduğunu düşünüyorum.

Vereceğim bilgileri de Bartınspor Kulübü eski Başkanı Sayın Mehmet Bulut’tan aldığımı belirteyim.

Bugüne kadar 133 firma ve şahıstan Bartınspor’a 712 bin TL bağış alındı.

44 firma ve şahıstan 118 bin TL reklam bedeli kulübe verildi.

10 yönetici 113 bin 500 TL kulübe bağışta bulundu.

2 yönetici de kulübe 44 bin TL borç verdi.

Kulüp Başkanı da 2018 yılı için kulübe 612 bin TL borç verdi.

Sayın Vekili Yılmaz Tunç’un girişimleriyle Spor Toto Teşkilatından 150 bin TL katkı alındı.

Belediyenin direk bütçesinden yani Sayın Cemal Akın belediye bütçesinden kulübe 342 bin 440 TL destek verdi.

Futbol Federasyonu katkıları 26 bin TL, yardım makbuzları 489 bin TL, maç ve kombine kart gelirleri 74 bin TL, takvim ve bağışlar bin 950 TL olarak kulüp kayıtlarına girdi.

Kulüp Başkanının da 200 bin TL civarında bağışta bulunduğunu Mali Sayman Orhan Ölçek’ten öğrendim.

Tabii bu verilerde şu anda muhakkak değişim olmuştur. Rakamlar artmıştır. Burada önemli olan yönetici ve Kulüp Başkanının kulübe verdiği paradır.

Burada kulübe verilen borçlar kafa karıştırıyor.

Sayın Başkanın bağışla ilgili durumunu ben söylemiyorum. Sayın Başkan üstüne basa basa kendisi söylüyor. Kulübe 612 bin TL’yi borç verdiğini kendisi dile getiriyor.

Sayın Ercan Aydın ve Sayın Mehmet Somaklı’nın başkanlık yaptığı dönemi çok iyi bildiğim için o dönemden örnekler vereyim.

Her iki değerli Başkan da kulübe önemli miktarda bağışlarda bulundu. Ancak baktığımızda hiçbirinin de kulüpten alacağı yok.

Anlamak mümkün değil…

Yardımlarla ayakta duran ve yardımlarla ligde mücadele eden kulübe ‘borç verdim’ diyen bir kulüp başkanının Bartın’ın sokaklarında yardım toplaması bana biraz garip geliyor.

Şimdi son zamanlarda sosyal medya üzerinden canlı yayınlar moda oldu. Bartınsporlu yöneticiler de bu tür canlı yayınlarla düşüncelerini paylaştı.

Bir kaçına bende katılıp yorumlarla katkıda bulunmaya çalıştım.

Benim dışında bağlanıp konuşma yapan siyasetçiler de oldukça fazla…

Fakat olay çok farklı yerlere gitti.

 Önüne gelen içki sofrasında Bartınspor’u konuşur hale geldi.

Kılık kıyafete dikkat edilmeden yapılan canlı yayınlarda içki içildiği açıkça belli olurken, bu tür yayınlarla Bartınspor’un sıkıntıları konuşulmaya çalışıldı.

Kim olursa olsun uygun olmayan ortam ve kıyafetlerle yapılan canlı yayınlarda Bartınspor’a faydalı olabilecek bir adım atıldı mı?

Bartınspor’u bu duruma düşürenler bu yanlışını görmeyerek, hala aynı şeylere devam ediyor.

Bu konuya değindikten sonra gelelim geçtiğimiz sezona…

Bu sezon her maça pirim verildi. Bana göre bu da yanlış. Her maça değil de maça göre prim verilmeliydi.

Mesela Devrek veya Yeniçağ maçına pirim verileceğine Keçiören Bağlum maçına 2 katı prim verilebilirdi. Çünkü zaten lig bitimine 2 maç kalmış. Kaybetme şansımızın olmadığı bir maçtan kendi evimizde beraberlikle ayrılıyoruz.

Bence yönetim kendini sorgulamalı. Eleştirilerimize iyi gidişi bozmamak ve yakalanan havaya zarar vermemek için dikkat etmeye çalıştık.

Ancak bu düşüncelerimizi yeri geldiğinde de söyledik.

Önemli miktarda para harcandı. Peki sonuç ne? Eyvah, tüh, vah…

Yine her sezon olduğu gibi ligin son maçlarında şampiyonluğu rakibe hediye ettik. Evet hediye ettik diyorum. Çünkü rakip kazanması gereken maçlarını kazandı.

Burada bize düşen kalan maçların tamamını almaktı. Ancak kendi evimizde oynadığımız maçlarda kaybettiğimiz puanlar şampiyonluğu Kırşehir’e hediye etti.

Yönetim büyük mücadele verdi. Şampiyonluğun gelmesi için önemli transferler yapıldı. Şehir şampiyonluk havasına sokuldu. Bunlar kolay yapılabilecek şeyler değil. Emek veren herkese teşekkür ediyoruz. Ancak tüm bu emeklerin yanında yapılan yanlışları da görmezden gelmek olmaz.

Birde ortalıkta dolaşan bazı iddialar var. Bu iddialar da yanıtlanmalı diye düşünüyorum.

Şampiyonluğu kaybettiğimiz Keçiören Bağlum maçı öncesi futbolcuların gece geç saatlere kadar İnkumun’da bazı mekânlarda oldukları iddia ediliyor.

Eğer bu doğruysa nasıl anlatılabilir bilmiyorum.

Ancak çıkıp kulüp yöneticilerin bu konuda bir açıklama yapması gerekiyor. Neden bu iddialar duymazdan geliniyor?

Bir de Kulüp Başkanının kendi kafesinde Bartınspor adına verdiği yemek ve kahvaltılara fatura kestiği iddiası da konuşuluyor.

Yani bu faturalar eğer denildiği gibi kesilmişse Sayın Mehmet Bulut’un verdiği yemek ve kahvaltıların parasını kulüpten aldığı anlamına geliyor.

Futbolcuların yemeklerinin de Sayın Başkanın kafesinde pişirilip tesislere götürüldüğü ve aynı şekilde bu yemeklerinde faturalandığı söyleniyor.

Bu iddialar yanıtlanmalı diye düşünüyorum.

Bu yıl tam tersi oldu. Her zaman yöneticiler destek olurdu. Yöneticilerin verdiği parayla kulüp ayakta durmaya çalışırdı. Bu yıl halk sahip çıktı. 

Bu konuyu sizlere rakamlarla yukarıda anlattım. Şimdi sormak gerekiyor.

Başkanın üstüne basa basa söylediği 612 bin TL borç ne olacak? 44 bin TL de yöneticilerin borç verdiği ifade edildi.

656 bin TL borcu olan bir kulübe kim sahip çıkıp başkanlığa soyunur? 2018-2019 sezonuna Bartınspor kulübü 656 bin TL borçla başlayacak.

Bartınspor yönetimi şampiyon olsaydı Bartınspor’un tarihine altın harflerle yazılacaklardı.

Ancak üzülmemek lazım. Yine Bartınspor tarihine girmeyi başardılar. Bartınspor’u kulüp başkanı ve yöneticilerine borçlandırarak bir ilke imza attılar.

Önümüzdeki günlerde neler yaşanacağını hep birlikte göreceğiz. Yine boşa giden harcanan paralar oldu. Yine boşa giden Bartınlıların 3.lig umudu oldu.

Aynı şeyleri önümüzdeki sezonda yaşamama adına köklü değişiklikler şart. Başkan ve yöneticiler eğer kulübe iyilik yapmak istiyorlarsa verdikleri borç paraları kulübe bağışlamalı. Aksi takdirde o borç paraların büyük sorunlara neden olacağını düşünüyorum.

Bartınspor’un önünü açma adına Sayın Başkan istifa ettiğini açıkladı.

Eğer Bartınspor’un önünü gerçekten açmak istiyorsa borç verdiği parayı kulübe bağışlamalı…

***

BİR TEK ALMADIĞINIZ KAVŞAK SUYU KALMIŞTI

Kentimizde 175 çeşmeden her gün akan, ayrıca mahallelere tanker ile binlerce ton gönderilen, şu anda termik santral tehdidi altında bulunan kavşak suyuna sahip çıkmak hepimizin görevi.

1947-1949 yılları arasında çok zor koşullarda insan gücüyle Bartın’ a kadar ulaştırılan ve yaklaşık 70 yıldır Bartın halkının severek tükettiği, türkülere ve belgesellere konu olmuş, geleneksel ve folklorik anlamı da bulunan çok değerli bir doğal kaynak olan kavşak suyu ile ilgili termik santral kurma girişiminde bulunan şirket su ile ilgili çeşitli iddialarda bulundu.

Hatta bu iddianın bilirkişi raporlarında da yer aldığı ifade ediliyor.

ÇED raporu ve ilgili bilirkişi raporunda, onlarca yıldır Bartın halkının içme suyu olarak kullandığı kavşak suyunun içilemez, hatta arsenikli olduğu iddia edildi.

Tabii bu iddiaları Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın yalanladı. Hem de belgeler göstererek şirketin yalan söylediğini ispatladı.

Belediye Başkanı Cemal Akın bir de 7 Ekimi Bartın Su Bayramı olarak ilan etti.

1944 yılında Bartın Kavşak Suyu ile ilgili olarak yapılan Su Bayramı, 2018 yılından itibaren kutlanmaya devam edecek.

Sayın Başkan şirketin planlarını bozdu diyebiliriz.

Yani şirket için zeytin ağaçlarını söküp almak kolay oldu ama kavşak suyunu almak o kadar kolay olmadı.

‘17.02.2005 tarih ve 25730 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliğin 10.Maddesi gereği, tüketime sunulan içme suları, aynı yönetmeliğin Ek2 Tablo1 de belirtilen sıklıklarda, denetleme izlemesi ve kontrol izlemesi parametreleri yönünden analizleri yaptırılması gerekmektedir’ hükmü gereği belirtilen şartlara uygun olarak Bartın Halk Sağlığı Laboratuvarı tarafından 2017 yılı içerisinde 31 defa Kavşak Suyumuzdan numune alınarak Halk Sağlığı Laboratuvarında kontrol analizi yaptırıldı.

Yine denetim izlemesi yönünden ise Bakanlıkça belirlenen İstanbul 3 nolu Halk Sağlığı Laboratuvarında analizleri yaptırıldı.

Yapılan analizlerle suyun içilebilir olduğu ispatlandı.

Şirketin iddiaları bu analizlerle tek tek çürütülmüş oldu.

İsterseniz biraz kavşak suyunun tarihine bir bakalım…

Kimyasal ve fiziksel özellikleri bakımından dünyada ender miktarda suda bulunan bir kaliteye sahip olan Bartın Kavşak Suyu 1940 yılı Nisan ayında kurulan Su Getirme Cemiyeti ve halkın yardımları ile suyun kaynağından döşenen künkler ile Bartın’da akması sağlanmış.

Daha önce içme ve kullanma suyu olarak belediye şebekesiyle bütün evlere ulaşan Kavşak Suyu, zamanla kent nüfusunun artmasıyla kullanma suyu olarak yetmeyeceği anlaşılınca, şehir şebekesinden çıkarılıp, her sokakta bir veya birkaç tane inşa edilen çeşmeler aracılığıyla sadece içme suyu olarak kullanılması için Bartın Belediyesi tarafından halka ulaştırılmış.

Mahallelerde bulunan ve o yıllarda yapılan çeşmelerin birçoğu günümüzde halen kullanılıyor.

Kavşak suyu şehir içinde 175 adet halk çeşmesinden ve ayrıca Belediyeye ait toplam 20 ton kapasiteli 3 adet kavşak suyu tankeri ile her gün vatandaşlara ve mücavir köylere ücretsiz olarak ulaştırılıyor.

Kavşak suyundan her gün yaklaşık 100 bin kişi faydalanıyor.

Termik Santral kurmak isteyen şirket, Bartın halkı için çok büyük öneme sahip olan bu Kavşak Suyu ve Kavşak Suyu Havzası’nı gözden düşürüp, ele geçirmek için birçok yola başvurdu.

Gerçekle alakası olmayan raporlar hazırlandı.

Burada asıl amaç çok büyük miktarlarda tatlı suya ihtiyacı olan şirketin kavşak suyunu kullanmak istemesi.

Termik santral küllerini depolamak için ÇED raporunda gösterdiği yerin teknik olarak uygun olmaması da şirketi bu tür şeyleri yapmaya itiyor.

Şirketin amacı kavşak suyu havzasını ileride kül ve alçı taşı deposu olarak kullanmak.

Şirket hazırlattığı raporda kavşak suyunun Bartın Belediyesi’nin yıllık su tüketimi içerisinde sadece yüzde 3’lük küçük bir kısmını oluşturduğu ve sanki önemli olmayan bir su kaynağı olduğu izlenimi oluşturulmaya çalışıyor.

Ancak bunu başaramaz…

Kavşak suyunu Bartın şehir merkezinin yaklaşık yüzde 95’i ve civar köylerin pek çoğu da içme, çay, meşrubat ve yemek suyu olarak çok büyük oranda kullanıyor.

Bu nedenle kavşak suyumuza sahip çıkmamız gerekiyor.

Bartın için büyük öneme sahip olan kavşak suyumuzun korunması ve Amasra ilçemizin tarihi ve doğal güzelliklerinin korunması adına 16 Nisan’da Zonguldak İdare Mahkemesi’nde yapılacak santral ÇED iptali davasından çıkacak olan karar hayati öneme sahip. 

İnşallah Bartın halkının istediği gibi bir sonuç çıkar…

***

KIZILAYIN FAALİYETLERİNE KATILIMI AZALTMAK İÇİN YAPIYORLAR

Bartın 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016 yılında gerçekleştirilen Türkiye Kızılay Derneği Bartın Şubesi Olağan Genel Kurulunu iptal kararı vermesinin ardından Kızılay Derneği Genel Merkezi tarafından 23.05.2017 tarih ve (10) sayılı kararı ile kapatılan Türkiye Kızılay Derneği Bartın Şubesi Rıza Çakın önderliğinde geçtiğimiz günlerde yeniden açılmıştı.

Kızılay gönüllüsü olarak başarılı çalışmalarla adından söz ettiren Rıza Çakın, Kızılay Bartın Şube Başkanlığına atanmasının ardından hemen çalışmalara başladı.

Bu çalışmalardan bir tanesi de kan merkezi kurulması adına gerçekleştirilen “Damar Yolundan Hayat Yoluna” isimli proje…

Bartın Turgut Işık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kan Bağışı Kulübü öğrencileri tarafından Karabük Kan Bağışı Merkezi ve Türk Kızılayı Bartın Şubesi ile birlikte 16-21 Nisan 2018 tarihleri arasında bu yıl Cumhuriyet Meydanı’nda 2.’si gerçekleştirilecek olan etkinlikte amaç 1500 ünite kan bağışını geçmek.

Kan bağış sayımızı yüksek tuttuğumuz takdirde kan merkezi kurulmasının önünde hiçbir engel yok.

Ancak bu kadar önemli çalışmalar yapılırken birileri yine başka işler peşinde…

Neler yaşandığı sizlere kısaca anlatıp yazıma son vereyim.

Türkiye Kızılay Derneği Bartın Şube Başkanı Rıza Çakın, bu proje ile ilgili fikir alışverişinde bulunmak ve protokol imzalamak için İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir’e ziyaret gerçekleştirdi.

Hatta bu ziyarette öğrenciler de yer aldı. İl Müdürü Demir’e proje anlatıldı ve destek istendi.

Çünkü projenin bir ayağını Bartın Turgut Işık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi oluşturuyor. Yani İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işin içinde olması şart.

Tabii Rıza Bey İl Müdürü Yaşar Demir ile tokalaşırken ki fotoğrafını sosyal medyadan paylaştı. Paylaştı ama paylaştığına paylaşacağına pişman ettiler.

Rıza Beyi yakından tanıyan kişiler bile ağza alınmayacak laflar söylediler. Ayıp denilen bir şey var.

Bir insanın yüzüne söyleyemeyeceğimiz şeyleri sosyal medyadan yazmak çok kolay geliyor.

Orada yapılan ziyaret makama yapılan bir ziyarettir. Orada isim olarak kim olursa olsun makam kalıcıdır.

Kaldı ki Sayın İl Müdürünün soruşturması devam ediyor. Yani ilgili kurumlarca yürütülen soruşturmalar tamamlanmadan birilerini suçlu ilan etmek kimseye yakışmaz. Sonucu beklemek en doğru olanıdır.

Tabii bu fotoğraf Sözcü Gazetesi’nde ‘Atatürk düşmanı müdüre bürokratlardan destek’ başlığıyla yayınlandı.

Hatta haberin içeriğinde ‘Devletin bürokratları, Atatürk’e hakaret eden Bartın Milli Eğitim Müdürü’nü ziyaret etti. Görüşmeye ait fotoğraf da “Dik dur, eğilme” notuyla paylaşıldı’ ifadeleri kullanıldı.

Başlıkta bürokrat yazıyor. Ancak Rıza Bey bürokrat değil.

32 yıl işçi kadrosunda çalışmış birisi. Bu insanları belli çıkarlar uğruna kötülemeye gerek yok.

Kaldı ki haberde Rıza Beyle ilgili tek bir kelime dahi yok.

Rıza Beyin bu konuda tek bir paylaşımı dahi yokken Sözcü Gazetesi’nin Rıza Beyin üzerinde bulunan Türk Kızılayı yeleğinden dolayı fotoğrafını kullanıp, halkın gözünde Kızılayı kötülemeye çalışması hiç hoş değil.

Ulusal bir gazetenin araştırmadan ve sorgulamadan yayın yapması anlaşılır gibi değil…

Kendimden bir örnekle yazıma son vereyim. Üniversitede bir hocamız derste ‘Arkadaşlar haber yazarken kurallara uyun. 5N1K kuralına dikkat edin. Bir de sakın vicdanınızı habere karıştırmayın’ demişti.

Ogün de bu sözü yadırgamıştım. Habere vicdanı, hakkı ve hukuku karıştırmazsanız yukarıda gördüğünüz tablo ortaya çıkıyor.

Burada amaç Kızılay’ın faaliyetlerine katılımı azaltmaktır. Oyuna gelmeyelim.

Pazartesi günü çok önemli bir etkinlik başlıyor. Gelin hep birlikte bu etkinliğe katılıp, bu tür oyunlarla ve Kızılayı gözden düşürmeye çalışanlara gereken cevabı Cumhuriyet Meydanı’nda verelim.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.