25 Kasım 2024
  • Bartın4°C
  • Ankara1°C
  • Bolu0°C
  • Kastamonu0°C
  • Zonguldak6°C
  • Karabük1°C

BARTIN BAROSU’NDAN KADINLAR GÜNÜ AÇIKLAMASI

Bartın Barosu Kadın Hakları Komisyonu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında kadına yönelik şiddete tepki gösteren nitelikte bir basın açıklaması yapıldı.

Bartın Barosu’ndan Kadınlar Günü açıklaması

08 Mart 2018 Perşembe 15:14

‘Taleplerin haykırıldığı bir gün’

Bartın Barosu Kadın Hakları Komisyonu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında kadına yönelik şiddete tepki gösteren nitelikte bir basın açıklaması yapıldı. Bartın Barosu Avukatları ve Kadın Hakları Komisyonu adına açıklamayı yapan Avukat Ezgi Sağlam, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün önemine değindi. Sağlam; “8 Mart Dünya Kadınlarının taleplerini birlikte daha gür haykırdıkları, kendilerini toplumda eşit bir birey olarak yok sayan çağdışı zihniyetlere karşı çıktığı, kadını sömüren, aşağılayan, yok eden sistem ve zihniyetlere karşı omuz omuza mücadele verdiği gündür. Kadına Yönelik ayrımcılığı, dünyada sömürünün, şiddetin, eşitsizliğin, yoksulluğun anmasına neden olan sistemden ayrı düşünmek mümkün değildir” dedi.

Kabul etmiyoruz

Sorunların çözüm bulması gerektiğini söyleyen Sağlam; “Bu nedenle temel olarak bu sistemin değişmesi sağlanmadan kadın sorunlarına çözüm bulmak mümkün olmayacaktır. Cinsiyet ayrımının ortadan kaldırılmasıyla özgür, eşit bir birey ve toplum oluşumu sağlanabilir. Ülkemizde toplumsal cinsiyet ayrımcılığı; aile içinde başlayarak, toplumun her alanında var olmaya devanı etmektedir. Tarihsel, kültürel ve dinsel bir takım gerekçeler üretilerek kadınlar eğitimden, iş hayatından ve toplum yaşantısından uzaklaştırılmaktadır. Ülkemizde nüfusumuzun yansını teşkil eden kadınlarımız; yaşamın her alanında varken; karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilememektedir. Bunun yanında kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar sistematik bir şekilde artmaktadır. Kadına yönelik şiddet ve cinsel istismarın artmasını, görünürlüğün ve farkındalığın artmasıyla açıklanmasını kabul etmiyoruz” diye konuştu.

Mazeret olarak kullanılmakta

Sağlam; “Kadına yönelik şiddet ve istismarın artmasında kadına yönelik politikalarda sistemli bir geriye gidişin etkisi büyüktür. Eğitim müfredatı ile toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlikler pekiştirilmekte, dini referanslar dikkate alınarak kanuni düzenlemeler yapılmakta, kesintisiz zorunlu eğitim süresi kısaltılmakta, kadına yönelik şiddet haberlerinde medyada eril dil kullanılmakta, kadının asıl görevinin annelik ve esas yerinin ev olduğu algısı yaratılarak kadının sosyal yaşamda yer alması kısıtlanmaktadır. Kamusal alanların kadınlar için güvenilir hale getirilmesi sağlanacağı yerde kamu hizmetleri toplumsal cinsiyet ayrımına yol açacak şekilde verilmekte, failin fiili tartışılacağı yerde kadının şiddete uğramasına bulunduğu yer, zaman ve giyiniş biçimleri mazeret olarak kullanılmaktadır” dedi.

Ayrımcı politika ve uygulamalardan vazgeçilmeli

Kadınları toplumsal hayat dışına itmeye yönelik cinsiyetçi ve ayrımcı politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini ifade eden Sağlam, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliği problemi; ekonomik ve toplumsal hayatın eşitlik ilkesi kapsamında düzenlenmesiyle mümkündür. Kadınları toplumsal hayal dışına itmeye çalışan, cinsiyetçi ve ayrımcı politikalardan ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Laik eğitim sistemi her türlü toplumsal cinsiyet eşitsizliğin kaldırılması için bir zorunluluktur. Yine 12 yıl kesintisiz zorunlu eğitim kız çocuklarının birey olmasını sağlayacak önemli bir olgudur. Politik dil kullanımının ve özellikle Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılmakta olan kadına yönelik cinsel tanımlamaların mevcut yasalarla çelişkili olmaması sağlanmalıdır.

Kadının eşit ve özgür birey olduğu kabul edilmeli

Aile kavramı kullanılarak; kadına yönelik şiddette ve aile mahkemesinin görevli olduğu alanlarda ve davalarda arabuluculuk ve uzlaştırma yöntemleri kabul edilmemelidir. Kadına sadece ailenin bir parçası gören politik, kültürel anlayış değiştirilerek, kadının eşit ve özgür birey olduğu kabul edilmelidir. Bizler; Bartın Barosu olarak, Bartın Barosu Kadın Hukuku Komisyonu olarak, kadınlarımızın Cumhuriyet devrinden kazanımlarından ödün vermeyeceğimizi; kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı, kadının birey olarak var olduğu, özgürlüklerinin kısıtlanmadığı, şiddetin ve istismarın önlendiği, barışın sağlandığı bir Türkiye ve dünya istediğimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz.” Açıklamanın ardından da Bartın Barosu Başkanı Avukat Ferhat Parlatır, kadın meslektaşlarının günü karanfille kutladı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.