45 STK EVETİN ÖNEMİNİ ANLATTI
16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandum süreci kapsamında 45 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) tarafından kurulan "evet" platformu Arap Cami önünde anayasa değişikliği halkoylaması ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.
08 Nisan 2017 Cumartesi 12:17
Bartın’da bir araya gelen 45 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) "evet" platformu oluşturdu. Platform adına Arap Cami önünde basın açıklamasını AK Parti Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Turhan Kalaycı okudu. Burada vatandaşlara hitap eden Kalaycı, cumhurbaşkanlığı sistemini anlattı.
Köklü ve güçlü bir geçmişe sahibiz
Kalaycı; “Türkiye de çift başlı yönetim şekli ve vatandaşına güvenmeme üzerine kurulu sistemlerden dolayı, yıllardır, halkın sesi ve milletin iradesi, devlet yönetimine tam, yansıyamamıştır. İşgalci vesayet odakları ve darbeci zihinlerden dolayı devlet ile millet arasındaki bu kopukluk zaman zaman ciddi boyutlara ulaşmış, halka düşmanca davranılan dönemlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Köklü ve güçlü bir geçmişe sahip milletimiz; vesayet odakları, derin yapılar ve işgalci zihinlerle elinden geldiğince mücadele ederek bu günlere gelmiştir. 16 Nisan 2017 tarihi, bu bağlamda yeni bir dönemin başlangıcı olmalıdır. 15 Temmuz’da işgalci ve terörist darbe girişimi karşısında dünyanın mazlum, mağdur, sömürülen ve geri kalmış halklarına nasıl örnek olduysak; 16 Nisan referandumunda da sistemimizi bir başka güç veya darbeciler değil millet olarak, ancak biz değiştiririz. Özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı pekiştirip insanlık krizi yaşayan dünyaya umut olmalıyız. Çözümü, Batı'da, taklitçi, sığınmacı anlayışlarda, küresel emperyalist güç odaklarında ve taşeronlarında değil, kendimizde aramalıyız. Bu vatan bizimdir, karar da bizim olmalıdır. 16 Nisan ‘Millet olarak varız’ deme günüdür. Bu referandum iki seçenekli ancak milletimizin geçirdiği badireler göz önüne alındığındaki seçeneğe sığdırılamayacak kadar, hayati bir öneme sahip olduğunun farkında ve bilincindeyiz” dedi.
16 Nisan ‘Millet olarak varız’ deme günü
16 Nisan’ın önemine değinen Kalaycı; “Bu sebeple yaşadığımız zorlu süreçlerin omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla ve geleceğimizi ilgilendiren meselelerde sözünü söyleyebilme bilinci ve cesaretiyle buradayız. Her birey gibi bizler de siyasi düşünce ve tercih hakkına sahibiz. Hiçbir siyasi parti veya oluşumun güdümünde olmadığımızı, motivasyonunu milletten alan sivil bir oluşum olarak hareket ettiğimizi belirtmek isteriz. Kirli, darbeler tarihinde uygulamalarını gördüğümüz ve halka dikte edilen askeri vesayeti temel alan ötekileştirici anayasalar; aziz milletimizin derdine deva olmadığı gibi siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik travmalara yol açmıştır. Bu anayasalardan güç alarak devletin en kılcal damarlarına kadar, sirayet eden yerel ve küresel vesayet odakları; halkımızı sindirerek ülkemizin büyümesini engelleyen, mazlum coğrafyaların umudu olma sorumluluğumuzu baltalayan bir tutumla irademize pranga vurmuşlardır. Millete tepeden bakanlar, darbeciler halk egemenliğine karşı vesayet oluşturanlar ne zaman yönetime el koymuşlarsa ilk işlerinden biri halkımızın istek ve beklentilerine müdahale etmek olmuş, yerli ve küresel vesayeti tahkim kılmak için ait olduğumuz derin medeniyetimizden edindiğimiz değerlere karşı savaş açmışlardır” diye konuştu.
Bu ülke, koalisyonların yıkıcı etkilerinden kurtulacak
Kalaycı; “Toplumun vicdanı olma sorumluluğu ile hareket eden bizler; yönetim kaoslarına, darbelere, olağanüstülüklere, küresel ve ulusal bütün vesayetlere karşı, milli iradeye, özgürlüklere, halkımızın hakemliğine, siyasi istikrara ve köklü medeniyet değerlerimizin yeniden inşasına ‘evet’ diyoruz. “Darbe teşebbüsü, bunun son örneği” Türkiye'de anayasalar, askeri darbelerle tepeden inmeci anlayışla halka dayatılarak onaylatılmış uygulanmıştır. 1924’den beri anayasalar; ülkede yaşayan vatandaşlarımızı etnik köken inanç ve mezhep temelinde ayrıştırmış, ötekileştirmiş ve kamplaştırmıştır. Türkiye ne zaman toplumsal barışı, kardeşliği ve adaleti tesis etmek için bir adım atmış, mazlum coğrafyalara el uzatmaya yeltenmişse, ulusal ve küresel vesayet odakları devreye girmiş, bu çabaları engellemek için her türlü hileyi, tuzağı devreye sokarak gerektiğinde katil olmayı bile göze alabilmişlerdir. 15 Temmuz da yaşadığımız küresel vesayetin yerli işbirlikçileri tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsü, bunun son örneğidir. Bu ülke, koalisyonların yıkıcı etkilerinden kurtulacak. Bizleri 16 Nisan’da halkımızın önüne getirilecek Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemini vesayetten kopma sürecinin çok önemli bir aşaması olarak görüyor, tercihimizin yeryüzünün bütün, mazlum, mağdur ve mağrur halklarıyla birlikte ‘evet’ olacağını, beyan ediyoruz. Biliyoruz ki, 16 Nisan'dan sonra, halkın iradesini önemsemeyen, hiçbir anlayış ve güç odağı, toplumun ensesinde, boza pişiremeyecek, meclis başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlar, halkımızın tercih, beklenti ve hassasiyetlerini gözetmek durumunda kalacaktır” ifadelerini kullandı.
16 Nisan ülkemiz için tarihi bir fırsat
Milletin egemenliği için evet oyunun çok önemli olduğunu belirten Kalaycı; “Milletin seçip iş başına getirdiği aktörler yine millet eliyle, tasfiye edilebilecektir. Bu değişiklikle birlikte ‘milletin egemenliği’ slogan olmaktan çıkıp hayat bulma şansı yakalayacaktır. Millet adına karar veren ve meşruiyetini yine milletten alması gereken yargı, bağımsız kimliğiyle birlikte tarafsızlığıyla da yeni anayasada yerini alacaktır. Bu ülke, koalisyonların yıkıcı etkilerinden kurtulacak; bir koalisyon olacaksa da bu zorla, tehditle, pazarlıkla değil, toplum tarafından sandıkta kurulacaktır. Bu süreçte inandırıcılıktan uzak algı operasyonlarıyla, kafa karışıklığı yaratmak yerine, değişikliğince getirip ne götürdüğüne bakılarak karar vermenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminin üzerindeki yıl dahi geçmemişken, tankların gürültüsü, kurşunların vızıltısı kulaklarımızdan silinmemişken, şehitlerin kanı kurumamışken ve kısa bir süre önce 28 Şubat darbesini yıldönümünü yaşamışken ulusal bir basın organı ‘Karargah Rahatsız’ manşeti atabilmiş, vesayetçi zihin ne kadar derinlere sirayet ettiğini bize göstermiştir. 16 Nisan, bu kirli zihinlerin tehditlerinden tamamen kurtulmak için tarihi bir fırsattır ve bu fırsatın farkında olan bizler, halkımızın iradesini güçlü bir şekilde yönetime yansıtabilmek adına bu fırsata sahip çıkacağımızı ifade ediyoruz. 16 Nisan'da gerçekleştirilecek referandumda ‘evet’ diyerek bu referandumun; güçlü, özgür, gelişmiş, tam bağımsız Türkiye içince emperyalistlerin sömürüsünden kurtulmuş bir dünya içinden bir sisteme ve anlayışa vesile olmasını diliyoruz” dedi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.