19 Nisan 2024
  • Bartın16°C
  • Ankara14°C
  • Bolu12°C
  • Kastamonu11°C
  • Zonguldak13°C
  • Karabük15°C

GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR

Sercan Engin

14 Ekim 2019 Pazartesi 17:54

Son günlerde ülkemiz dış basında oldukça yer buluyor. Sınır ötesine gerçekleştirdiğimiz Barış Pınarı Harekatı’yla ilgili gerçekle alakası olmayan, olumsuz propagandalarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu bilinçli yapılan propagandalara karşı ülkemiz muhalefetiyle ve iktidarıyla tek vücut halinde karşı duruyor diyebiliriz. Gün birlik olma günüdür. Gün siyaset yapma dönemi değil, ay yıldızlı bayrağımızın etrafında toplanma günüdür.

Bir ve beraber olduğumuzu tüm dünyaya en güzel şekilde gösteriyoruz diye düşünüyorum.

Ancak dış basının yanı sıra ülke içinde de bazıları sahte hesaplarla fitne ve fesat düşüncelerle insanların aklını karıştırma çabası içerisindeler. Bu kişi veya kişilere itibar etmeyelim. Bu operasyonların ülkemiz için önemini bilelim ve ona göre davranalım. Bu fesat odaklara fırsat vermeyelim.

Gerçekleştirdiğimiz son operasyon sınırımızdaki terör koridoruna izin vermeme adına çok önemli. Burada güvenli bölge oluşturarak, hem buna izin vermemiş olacağız hem de ülkemizdeki 3.6 milyon Suriyeliyi bu bölgeye yerleştireceğiz.

Güvenli bölge çalışmalarını eleştirenler olduğunu üzülerek görüyoruz. Böylesine önemli bir konuda fikir ayrılığına düşmeyelim. Bu konu her şeyin üstünde değerlendirilmeli. Her şey bir kenara bırakılıp ülkemizin çıkarları doğrultusunda bir araya gelinmesi gereken bir gündeyiz…

Peki bu olaylar Suriye’de yeni mi başladı?

Suriye’de iç savaş 2011 yılında başladı. Yaşanan iç savaşı fırsat bilen terör örgütlerinin Suriye’nin Kuzeyinde kontrol altında tuttukları alanı genişletmesi ülkemiz için çok büyük bir tehlikeyi gösteriyordu. Bunun yanı sıra sınırda yaşanan İŞİD saldırıları da ülkemizin Suriye politikasını belirleyen önemli bir faktör oldu.

İsterseniz güvenli bölge konusuna geçelim…

Güvenli bölge nerede? Ülkemiz için bu bölge neden önemli? Biraz da bundan bahsedelim.

İlk olarak Suriye sınırının Batı bölgesinde Fırat Kalkanı Harekatı düzenlendi. Bu harekatla Cerablus, El-Bab, Mare, Azez, Çobanbey, Dabık ve çevresinin kontrolü tamamen sağlandı. Bu harekat sadece sınırdaki İŞİD tehdidini ortadan kaldırmakla kalmadı, Afrin ve Kobani arasında tampon bölge oluşturuldu. Operasyon ismi rastgele seçilmiş bir isim değildir. Kısacası Türkiye o bölgede oluşturulmak istenilen terör koridorunun önünü kalkanla kesmiş oldu.

Bu harekatın ardından Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekatı düzenlendi. Bu operasyonla da YPG 2 bin kilometrelik alandan çıkartıldı. Bu harekatla bölge teröristlerden temizlenerek, Türkiye’nin Suriye sınırında batı bölgesi güvenli hale geldi.

Şimdi Fırat’ın doğusunda da güvenli bölge oluşturmak istiyoruz. Suriye sınırında 460 km genişliğinde ve 32 km derinlikte bir hattı kapsayan bölgenin güvenli bölge haline getirilmesi tek amacımız. Bu amaç doğrultusunda da operasyonlarımızı sürdürüyoruz. Başlattığımız Barış Pınarı Harekatı’nın tek amacı budur.

Operasyonlarda birilerin dediği gibi siviller hedef alınmıyor. Aksine sivilleri hedef alan terör örgütleri bölgeden temizleniyor. DEAŞ, PKK/YPG ve diğer terör unsurları tek tek etkisiz hale getiriliyor.

Harekatın başlamasıyla birlikte terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadeleye birçok ülkenin hadsiz ve seviyesiz bir şekilde tepki gösterdiğini gördük. Harekatın başarısından korkanlar ülkemize ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı "propaganda savaşını" başlattı. Halbuki Harekatın gayesi PKK-YPG ve Deaş terörüyle mücadele.

Bu harekat birtakım hesapları galiba bozdu.

Teröristin etkisiz hale getirilmesinden diğer devletler neden rahatsızlık duyuyor? Bu sorunun yanıtını da sizlere bırakıyorum…

Aslında güvenli bölge söylemi yeni bir söylem değil. Türkiye güvenli bölge konusunu 2013 yılında gündeme getirmişti. Ancak bu hat için net adımlar son dönemlerde atıldı.

Güvenli bölge sağlanmadığı takdirde Suriye’den ülkemize göç devam edecektir. Yine bu alanla ilgili bir operasyon yapılmasa sınırımızda bir terör devleti ortaya çıkacaktır. Sınır dışına yapılan bu operasyonla göç önleneceği gibi ülkemize karşı Suriye sınırından sızma ve baskın girişimleri de sonlandırılmış olacaktır. Türkiye sınırında bir terör devletiyle kaşı karşıya kalmak istememiş ve gerekeni yapmıştır. Yapmaya da devam etmektedir.

İnşallah operasyon sonunda ülkemizde yaşan 3,6 milyon Suriyeli kendi ülkesinde oluşturulan güvenli bölgede insanca yaşama hakkı bulacaktır.

Sınırımız terör belasından temizlenecek ve ülkemizin huzuru sağlanacaktır. Terör devletinin kurulmasına izin verilmeyecektir.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın şu sözü her şeyi özetliyor; “Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yok. Ancak topraklarımıza göz dikenlere de acıma lüksümüz yok.”

Yazımın başında da ifade etmiştim. Burada bize düşen her zaman olduğu gibi devletimizin yanında olmak ve bu milletin birlik ve beraberliğini tüm dünyaya göstermektir.

İktidar ve muhalefetiyle Türkiye birlik olursa, bu harekat başarıyla tamamlanacaktır. Tepkiler de yaptırımlar da milletimizin kararlılığı karşısında sönüp gidecektir.

Bu millet asla eğilmez. Milletimizin fedakarlığı, vatan sevgisi ve feraseti değişmez. Değişmesini bekleyenler yine hüsrana uğradı ve her zamanda hüsrana uğrayacaklardır.

Barış Pınarı Harekatı başarıyla sürdürülüyor. Askerimizin ve Suriye Milli Ordusunun muzaffer olmasını diliyorum. Allah Mehmetçiğimizin yar ve yardımcısı olsun. Birlik ve beraberliğimiz daim olsun.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.